Ahşap camiler, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yüzyıllar öncesinden zamanımıza kalan önemli bir mimarlık örneğidir.Bölgenin keresteaçısından zengin olmasından dolayı mimariler ahşap üzerinedir.Cömertçe ahşap malzemeler kullanılarak yapılmış. Evler,Samanlıklar, Köprüler, Serendiler, Camiler,Mezire (Obalar,Bacıha) Yayla evleri,.... bunu göstermektedir.

   Doğu Karadeniz evlerinin ana mekânı mutfaktır. Ancak mutfak terimi, bu mekânın tanıtımına yetmez. Çünkü sözünü ettiğimiz mutfak, sadece yemek pişirme eylemini değil, yemek yeme, oturma, dinlenme, yıkanma ve bunun gibi işlevleri de karşılayabilen çok amaçlı bir mekândır. Evin plan şemasının temel elemanı sayılır.

            Döşemeler

   Oda döşemeleri, taban ağaçlarına bindirilen kirişleme üzerine kalın ve sağlam tahtalarla kurulur. Döşenecek açıklıkların büyüklüklerine göre kirişleme değişik yönlerde olabilirler. Kirişlerdeki yön değişikliği ve bindirmeler nedeniyle mekanlardaki döşemelerde yükseklik farkı doğabilmektedir.
Kıyı yerleşimlerindeki evlerde görülen orta mekan döşemesi, sıkıştırılmış topraktan oluşur. Tarımla uğraşan aile bireylerinin orta mekanla tarla arasındaki ilişki sıklığı düşünülürse bu çözüm yadırganmamalıdır.

            İç Bölmeler


   Blok ahşap dolma tekniğinin dış cephelerde uygulanış biçimi, iç mekan duvarlarının kuruluşunda da tekrarlanır. Göz dolmalı, muskalı dolmalı ya da blok ahşap dolmalı evlerde iç bölme tekniği hep aynıdır. Genellikle yatay konumda kullanılan bölücü elemanlar / tahtalar, düşey taşıyıcılarda açılan yarıklara geçirilmektedir. Üst üste bindirilen tahtalar ahşap kamalarla birbirine sıkıca bağlanmaktadır. Çok eski evlerde, baltayla yontulmuş (50) santimetre genişliğinde ve (7-10) santimetre kalınlığında tahtalardan kurulmuş ahşap yığma duvar / Tarabalara rastlanabilmektedir.Hızarlarla kesilmiş tahtalar eskilere raslanmaktadır.

            Çatılar


   Doğu Karadeniz'de iki eğilimli, üç eğilimli ve dört eğilimli olmak üzere üç tür çatı vardır. Eğilimli çatı yüzeylerinin ara kesitinin / mahya yöredeki adı Omuz' dur. Yörede iki, üç, ve dört yöne eğimli çatılar sırasıyla Semer, Üç Omuz ve Dört Omuz çatı olarak bilinir.
Semer örtülerde makas kullanılmaz. Üç ve dört omuz çatıların kuruluşu belli aşamalarla gerçekleşir. Dış duvarlar ve ara bölmeler üst bağlamayla bitirildikten sonra öncelikle makas ağaçlarıyla enlemesine bağlanır. Ortadaki makas direklerini birbirine bağlayan omuz başı ve kenar makas direklerini birbirine bağlayan kar bastı yerleştirilir.

   Çatı eğimi yönünde olmak üzere (30-50) santimetre arayla mertekler, merteklerin üzerine de kiremit altı çıtaları konur. Çatı kaplaması yarma ahşap/hartama ile yapılacaksa, kiremit altı çıtalarına gerek kalmaz. Bunu yerine mertekler daha sık ve yatay olarak yerleştirilir. İç kesimlerdeki semer çatıların çoğu hartama ile örtülür. Yörenin çok yağışlı iklimi, ahşabın dayanıklılığını olumsuz yönde etkilediğinden, saçaklar alabildiğine geniş tutulmuştur. Özellikle konut yapılarındaki saçak genişlikleri (80-180) santimetre arasında değişmektedir.


                    
   K
endine has coğrafya ve iklime sahip olan yöremizde zengin yaşama kültürü içindeki yayla yaşantısı çok önemli yer tutar. Yöremiz coğrafyasında yüzlerce mekanın yeni ve farklı yaşama alanları olarak açılmasını sağlamıştır.

   Yaylalar tabiatın kirlenmemiş temiz havasını;buz  gibi soğuk suları; yemyeşil manzarasıyla adeta farklı bir atmosferde şehir hayatından uzak dinlenilebilecek seçilmiş kusursuz mekanlardır.
   Yöremizde günümüze kadar süregelen canlı bir yaylacılık geleneği vardır. Bölgede hayvancılığa elverişli bol otlaklı birçok yaylanın bulunması buna olanak sağlar. İlkbaharda bazı yerlerde önce mezirelere çıkılır daha  sonra da yaylalara çıkılır. Yöremizde Mayıs ayının ortasından itibaren her köy  grubunca tesbit edilen günlerde yaylalara çıkılır.Köyün sıcak ve bunaltıcı havasından yaylaların serin ve ferah mekanlarına gidilir.Yayla evine yerleşilir genelde yayla evinin ön kısmında küçük bir bahçe bulunur bu bahçede marul,soğan,zaguda(yöre dilinde),lahana v.s. türü sebzeler ekilir.kalındığı süre içinde taze olarak tüketilir.Hayvanlar sabah erkenden sütleri sağılır ve otlaklara gönderilir(nahır) otlaklar'da hayvanlara bakması ve yabaniden koruması için ücretli çobanlar çalışır.2 ay gibi bir süre içinde fazla bi iş yapılmaz ağustosun ortalarında güneşin bol olduğu zamanlarda otlaklar tam büyümüş olur.Köyde köy işlerini yapmak için kalmış olanlarda bu ayda yaylaya çıkarlar bu ayda yayla nufusu iki katına çıkar çok neşeli ve sıcak geçer kısa bir zamanda herkes otlaklarını(çayır) keser kurutur ve balya yapar.kimileri ağustosun sonunda kimileride eylül sonunda kimileri ilk kar düşene kadar bekler daha sonra mezirelere ve köylere inilir.                                  
ÇAYKARA'NIN YAYLALARI
        Çaykara'mıza bağlı Yaylalar

 Kurtdağı Yaylası (Cahmut) Eğridereköyü
 Bayraklı Yaylası (Cahmut) Taşörenköyü
 Aplayeras Yaylası
 Arapdere Yaylası
 Araçka Yaylası
 Barma Yaylası
 Bondilodi Yaylası
 Cerah Yaylası
 Eğrisu Yaylası 
 Hanirmak Yaylası
 Halkomas Yaylası
 Sultanmurat Yaylası
 Kuşmer  Yaylası
 Kakart Görünmü Yaylası
 Koğuktaş Yaylası 
 Limonsuyu  Yaylası
 Lustra  Yaylası
 Malakamboz Yaylası
 Mahtala  Yaylası
 Multat Yaylası
 Mavreyas  Yaylası
 Eğrisu Yaylası 
 Manoho Yaylası
 Öküzlü Yaylası
 Sarıkaya Yaylası
 Siçakoba Yaylası
 Şekersu Yaylası
 Tabanoz  Yaylası
 Turnalı  Yaylası
 Vartan Yaylası
 Veli Yaylası
 Yente Yaylası
 Yurt  Yaylası

Login


 

Ziyaretçi Defteri

pasamehmet
Herkeze Selam, acaba bu ""Sülaleye dayali Soy Ağacimiz."" ne zaman faaliy...

Ilkokul Mezunlarimiz

Eğridereköyü İlkokulu ilk olarak 1948 - 2008 Eğitim Yili

Calisma Asamasinda

Eğridere Köyü Facebook

Sosyal Medyada da, beraber kalalim.
Takip et Tiklayiniz

Go to top