TARİHÎ AHŞAP BİR KÖPRÜ:ÇAYKARA - EĞRİDERE KÖYÜ KİREMİTLİ KÖPRÜ

Tarihî Ahşap Bir Köprü:

        
Çaykara Eğridere Köyü Kiremitli KöprüÇaykara’nın Coğrafi Konumu ve Türk Devri İdari TarihçesineKısa Bir BakışÇaykara, Doğu Karadeniz’in en büyük ili konumundaki Trabzon’un 75 km doğusunda bulunan 420 km2 yüzölçümüne sahip bir ilçesidir.
2018 yılı itibariyle nüfusu 12.874 olan ilçe merkezi 280 m rakımdadır.3 Karadeniz sahiline Of ile bağlanan ilçenin sahile olan uzaklığı 25 km’dir.
Of ile Bayburt arasında uzanan vadide ve Solaklı Çayı yanında kurulan ilçe, dağlık ve ormanlık bir arazi yapısına sahiptir.
1461 yılında Trabzon’un fethiyle4 birlikte Osmanlı idaresine katılan
Çaykara, 17. yy.’da Rum Eyaleti
        
- Trabzon Vilayeti
- Of Sancağı’na bağlı bir nahiye, 1925’te Trabzon ili Of ilçesine bağlı bir nahiye, 1948’de Trabzon iline bağlı bir kaza (ilçe) olup Osmanlı idaresi yıllarındaki adı “Kadahor”dur.

Yapının Konumu ve Yakın Çevresi
Çaykara’nın 2 km kuzeyine düşen Eğridere ile Taşören köyleri arasındaki Eğridere Deresi üzerinde yer alan köprü, mahallinde “Kiremitli / Ahşap / Tahta Köprü” adlarıyla anılmaktadır.
Köprü, Eğridere köyünün Dere Mahallesi sınırları içerisinde kalan ve yörede dereye nispetle Dere ve Bodomiya, değirmenlere nispetle Değirmenleradıyla anılan mevkide, mücavir alan dışında, yaklaşık 550 m rakımda yer almaktadır.
İrili ufaklı sayısız devlete ve uygarlıklara beşiklik eden Anadolu’da, yine sayısız ve irili ufaklı yol güzergâhları var olagelmiştir.
Bunlardan bir kısmı son derece önemli ana güzergâh, kimileri bu ana güzergahlara açılan kollar veya bunlara bağlanan tali yol-lar ve kırsal uzantılardır.
Bu çalışmanın konusu olan ve küçük bir dere üzerinde kurulan ahşap köprü, önemli güzergâhlara epey uzakta kalan Doğu Karadeniz’de Trabzon’a bağlı Çaykara ilçesi sınırlarındaki iki köyü bağlayan bir patika yol üzerinde bulunmaktadır.

Köprünün bulunduğu yol, yukarıda değinilen yol ağının hiyerarşik düzenine göre, anayol ve kollara uzak, tali yollara bağlanan kılcal diyebileceğimiz bir karaktere sahiptir.
Köprü, Eğridere köyü içerisinde Dere Mahallesi ile diğer mahalleler ve Eğridere köyünün kuzey-doğusuna düşen Taşören köyü ile ulaşımı sağlayan eski yol ağının bir parçasıdır.

Köprü, güneyden kuzeye doğru eğimli bir arazide hızla akan ve taşlık araziyi şekillendiren derenin üzerinde kurulmuştur.
Tarihi köprünün menba yönünde 7 m kadar mesafede yeni betonarme bir köprü bulunmaktadır.
Araç ve yaya trafiğine hizmet eden yeni köprü yöre sakinlerinden Ağıralioğlu’nun ifadesine göre 1980’li yıllar-da inşa edilmiştir.
İnsan ve hayvan geçişi için tasarlanan ve küçük bir dere üzerinde kurulan köp-rünün bulunduğu kesimde dere boyunca yaklaşık 100 m’lik hat boyunca betonarme 5 su değirmeni bulunmaktadır.
Hepsi yenilenmiş betonarme yapılar olan değirmenlerden dördünün vaktiyle geleneksel ahşap yapılar olduğu yöre sakinlerinden Ağıralioğlu’nun ifadelerinden anlaşılmaktadır.

Vaktiyle birbirlerine yakın mesafede aynıgeleneksel tarzda inşa edilen değirmenlerle birlikte köprü güzel bir mimari fotoğrafın parçasıyken yanı başında inşa edilen beto-narme yeni köprü ve değirmenlerde sözü edilen değişiklik bu mimari çevreyi nere-deyse unutturmuştur.
Köprü yakın çevre-sindeki tarihî mimari dokunun ayakta kalan tek aslî unsurudur.
Vaktiyle değirmenlere gelen ahalinin köprüyü sıklıkla kullandığı anlaşılmaktadır.

         

Tarihçe ve Tarihlendirme

Köprünün ilk olarak ne zaman inşa edildiği konusunda bir belge ve mahal-linde söylenegelen bir rivayet veya bilgiye rastlanmamıştır.
Yapının köylüler tarafın-dan imece usulünde yapılmış olabileceğini düşünmekteyiz.
Köprüde tarihlemeye yar-dımcı olabilecek bir yazı, bezeme veya tek-nik bir detay görülmemektedir. 

  
Köprünün bulunduğu mahallenin kurulduğu tarihler-de; ilk iskân ile birlikte bu tür köprülere ihtiyaç duyulacağı fikrinden hareketle yapının birkaç yüz yıllık olabileceği düşünülebilir.
Yurdumuzda özellikle ormanlık bölgelerde inşa edilen ve günümüze gelebilen az sayıdaki örneklere bakıldığında Kiremitli Köprü’nün geleneksel mimarlık ürünü olduğu bellidir.
Bu veriler ışığında, kanımızca köprü ilk olarak 19. yy. ile 20. yy. başları arasında inşa edilmiş olabilir.
  

Köprünün Mimari Tanıtımı

    

Doğu-batı ekseninde 50 doğuya dönük uzanan köprünün menba yüzü güneye, mansab yüzü kuzeye bakar. Tabliye irtifai anlamda inişli-çıkışlı olmayıp düz devam eder. Doğrusal olarak; doğu başta konsol kirişlerinin bulunduğu 3.20 m’lik kesimden sonra 110 kuzeye dönerek hafif eğik bir hat çizdikten sonra tabliye, düz devam eder.
Tabliyenin sözünü ettiğimiz eğikliği göz ardı edilirse hemen hemen düz bir hat izlediği söylenebilir.
  
Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün 28.06.2011 Tarih ve 3475 sayılı kararıyla yapı, 2863 sayılı yasa kapsamında korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. Köprü menba yönüne doğru eğilmiş halde yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Batı başta eğilme tehlikeli boyuttadır. Bu kesimde köprünün kullanılmaması yönünde uyarı tabelası bulunmaktadır.
  
Menba tarafından geçen yolun altında kalan köprü, ağaçlık alanda zor fark edilmektedir. Yapının bulunduğu kesim, şimdiki yol kotundan, yeni köprü hizasında yaklaşık -2.6 m kottadır.
Yapının ahşap kesiminin uzunluğu [tabliye direkleri (dıştan) itibariyle] 13.55 m14 ve tabliye eni 2.30 m’dir.
Ahşap kesimden sonra her iki yakadaki sahanlıklar ve arazi boyunca uzanan yer yer basamaklı ve ortalama 
Köprünün uç noktaları olan saçak hizaları itibariyle ölçü 14.95 m’dir.
Ölçü tabliye direkleri (dıştan) itibariyledir.
Çatıda saçak hizaları itibariyle genişlik 4 m’di
2.20 m genişlikteki patika yol, beton kaplanarak yenilenmiştir.
  
  
Batı yakada köprünün ahşap aksamından sonra yaklaşık 0.50 m’lik küçük bir sahanlıktan sonra 18 basamaklı bir merdiven yer alır.
Doğu yakada yer alan ve yaklaşık olarak 13 m uzanan patika, 13 basamakla yükselerek yeni taşıt yoluna ulaşmaktadır.
Yapının ahşap aksamının önünde yer alan sahanlıklarının ne kadar devam ettiği konusunda, mevcut halde tahminde bulunulabilir.
Yukarıda değindiğimiz betonarme yenilemeler ve kayalık dere yatağının vaziyeti ve konsol kirişlerinin gömülmesi için gerekli olacak yığmanın muhtemel boyutu göz önüne alınırsa batı yakada sahanlığın çok dar tutularak bu kesimdeki -eski patika yokuşa kadar kalan- az bir mesafe ile yetinildiği söylenebilir.
  
Doğu yönde hem alan daha geniş hem de daha düzdür.
Dolayısıyla eski patika yola kadar köprü sahanlığının bu yönde takriben 2 m kadar devam ettiğini tahmin etmekteyiz.
Bu durumda ahşap aksama ilaveten batıda 1 m, doğuda ise yaklaşık 2 m’lik sahanlıklarla birlikte köprünün toplam uzunluğunun 18 m civarında olduğu söylenebilir.
Köprünün inşası için dere yatağının dar ve kayalık -sağlam- bir kesimi tercih edilmiştir.
Her iki yakada, köprüyü taşıyan ahşap konsol kirişlerin oturtulduğu kayaların üzerinde, betonarme harçlı moloz taş örgülü duvarlar göze çarpar.
Dere yatağının kayalık yüzeylerine oturan bu kesimler köprüye ayak vazifesi görmektedir.
Tabliye ile dere yatağı arasındaki mesafe en derin olan orta kesimde yaklaşık 6.50 m’dir.
Tabliye ile su seviyesi arasındaki mesafe belirtilen kesimde Mayıs itibariyle 5.90 m’dir.
Konsol kirişler doğu yakada -tabliye yönünde- yedi, batıda üç sıralıdır. Tabliye ile aynı yönde (doğu-batı) uzatılan kiriş sıralarının her birisinin arasında 900 açı farkıyla (kuzey-güney) yerleştirilmiş bir başka kiriş sırası yer alır.
Konsol kirişlerinin sıra düzeni pek muntazam değildir. Kimi yerde kısa parçalara ekyapılmıştır.
Balta ile kabaca yontularak şekillendirilen konsol kirişlerinin çoğu, muntazam dörtgen değildir.
Bazıları yuvarlak kesitlidir. Kiriş çapları 9-16 cm arasında değişmektedir. Her iki yakadaki konsol kirişleri tabliyenin bittiği noktadan dışarıya doğru (sahanlığa doğru) yeni duvar dolgusu içinde kalmaktadır.
    
Konsol kirişlerinin dolgu içerisine ne kadar uzandığı -dolgu içerisinde olduklarından- belli değildir.
Doğu yakadaki konsol kirişlemesi, tabliye başlangıcından itibaren yatay olarak 3.15 m, düşey olarak yaklaşık 1.70 m kadar uzanmaktadır.
Batı yakada aynı ölçüler; yatay olarak 1.30 m, düşey olarak 0.90 m’dir.
  
Köprünün ana unsuru olan ahşap kesimi, belirtilen konsol kirişleri ve bun-ların arasına uzatılan kalın ahşap kirişler üzerinde yükselir.
Tabliye döşemesi ile çatı sırtı arasındaki mesafe 3.25 m’dir. Tabliyeyi taşıyan, bazıları hafif eğri bi-çimli olan, ana kirişler, dört tane olup yan yana ve her biri tek parça halinde uzatıl-mıştır.
Karaağaçtan, gövdelerin dal ve kabuklarından arındırılıp balta ile yonulması suretiyle oluşturulmuş yamuk-ça dörtgen kesitli bu kirişler, takriben 10.50 m uzunlukta olup kalınlıkları yak-laşık 18 - 25 cm arasında değişmektedir. Kirişlerin üzerinde, genişlikleri değişmekle birlikte ortalama 18 cm civarında olan 3,5 - 4 cm kalınlıkta 70 kadar tahtanın çakılmasıyla oluşturulmuş tabliye döşemesi yer alır.
Kimi kesimlerde ana kirişlerin eğriliğinden kaynaklanan irtifa farklılıklarını tesviye etmek için döşeme tahtaları iki katlıdır.
Döşeme tahtalarının bazıları tabliyeden 10 - 15 cm dışarıya uzatılmıştır. Tabliye döşemesinde belirtilen tahtalar haricinde; direkler arasında kuzey-güney yönde uzatılmış halde, kalınlıkları 9-10 cm civarında, kare kesitli birer döşeme kirişi görülür.
Bu kirişlerden ikisi haricindekiler, karşılıklı olarak menba ve mansab tarafındaki direklerle geçmeler yapmaktadır. Bu geçmeler, dördüncü direkte zıvanalı geçme, diğerlerinde kanallı geçmedir.

Doğu başta ilk sıradaki direkler ile batıdan ikinci ve dör-düncü sıradaki direklerin altında, hem menba hem de mansab yö-nünde, tabliye altında gözlenebile-cek şekilde yapılmış bir başka geç-me uygulaması daha görülür.
Belirtilen direkler, tabliye hizasından aşağıya 50 cm kadar uzanır. Bunlara, tabliye döşeme hizasındaki -yukarıda belirttiğimiz- kısa kirişler geçirilmiştir.
Bunun 20 cm kadar aşağısında, yukarıdakiler gibi kuzey-gü-ney yönünde başka bir kiriş katı daha görülür. Bu kirişler sadece belirttiğimiz direklere geçirilmiştir. Kiriş başları, direklerde açılan kare kesitli delikten geçerek (zıvanalı geçme) direkten 25 cm kadar dışarı taşırılmıştır.
Direklerden geçen bu kirşlere, ana kiriş aralarında dikine konumda yerleştirilmiş kısa kamalarla ayrıca des-tek sağlanmıştır. (Fot. 16)Tabliye döşemesi üzerinde, tabliyenin sınırlarını belirleyen, menba ve mansab boyunca uzatılan bir kiriş sırası daha yer alır.
10 cm civarında kalınlık ve 8-10 cm arasında değişen genişliğe sahip dörtgen kesitli bu taban kirişlerinin arasında, ahşap direkler, payanda, korkuluk ve üç omuzlu kırma çatı yükselir. Tabliye boyunca boyları yeterli olmayan kirişler, uç uca “düz boy” ve “pahlı (şevli) boy birleştirme”ler yapılarak sıralanmıştır.
Ortalama 2.30 m uzunluktaki kareye yakın dörtgen kesitli ahşap direklerin kalınlıkları 9-15 cm civarında değişmektedir. Herhangi bir dekoratif öğe ve altlıkları bulunmayan direkler, her iki yakada yedişer adet ve karşılıklı yerleştirilmiştir.
Bazı direklerin çatı kirişi ile birleşme ayrıntısında zıvanalı geçmelergörülebilmektedir. Bu geçmenin, uygulandıktan sonra dışarıdan görülemediği hatırlanırsa, diğer direklerin belirtilen kesimleri için de aynı geçmenin kullanılmış olması beklenir.Direklerin arasına çapraz vaziyette her iki yakada kare kesitli ikişer çifte payanda18 yerleştirilerek tabliye kuvvetlendirilmiştir. Bu payandalar ortalama 550 metre

  
- Payandalar, menba ve mansab yüzdeki dördüncü direklerin hem iç hem de dış yüzünde birbirine bitişik halde ikişer tanedir. Yaklaşık 10 cm kalınlıkta ve kare kesitli çifte payandalar, biçim itibariyle biraz farklı ve eğri biçimlere sahiptir.

550 m uzunlukta olup tabliye ortasından hafif batıya kaymış durumdaki dördüncü direğin üstündeki çatı kirişi ile tabliyeyi taşıyan konsol kirişlemenin üstten ikinci sırası arasında çapraz vaziyette uzatılmıştır. Payandalar direklere açılan kanallı geçmelerle birleştirilmiştir. Çatı ağırlığını iki yakadaki konsol kirişlerine aktaran payandalar, tabliyeye binen yükü azaltmakta ve yapıyı sağlamlaştırmaktadır.
Payanda ve direkler arasında, tabliye boyunca uzanan bir korkuluk yapılarak tabliye emniyeti sağlanmıştır.Tabliye döşemesinden 0.90 m kota kadar yükselen korkulukta kalınlıkları 9-12 cm arasında değişen, büyük çoğunluğu yatay ve iki sıra halde, şekil itibariyle kare kesitli kiriş benzeri kuşaklar kullanılmıştır.
Bunların büyük kısmı, direk ve payandalara düz yanaştırılmış ve çivilerle çakılmıştır. Kimileri direklere kertmeli uç birleştirme tekniğiyle birleştirilmiştir. Tabliyede yer alan bir başka yapısal unsur oturma sekileridir. Tabliyeye çakılı tahta ayaklar ve basit bir tahta düzlemden ibaret sekiler, 0.24 x 2.20 ile 0.24 x 2.78 m ölçülerinde olup dört tanedir. Yakın zamanlarda yenilenmiş gibi duran sekilerin, yağmurun bol olduğu iklimde, yağmurdan korunaklı bir köprüde, yapının aslî unsuru olabileceği söylenebilir.

- Yörede vaktiyle, yük taşımacılığının “insan sırtında” gerçekleştiğini hatırlatmak isteriz.
     
Direklere bitişik ve menba-man-sab ekseninde konumlanmış “L” şekline benzer, balta ve keserle biçimlendirilmiş yarım boy payandalar, köprüde dikkat çe-ken bir başka uygulamadır. Taşıyıcı inşayı sağlamlaştırarak tamamla-yan ve her iki yakada yedişer adet bulunan bu payandalar, her direkte bulunmaktadır. Direklere ve döşeme kirişlerine bitişen uç kesimleri sivrice biçimlenen ve inceltilen “L” payandalarının20 boyları 50-70 cm, zemin uzunlukları 35-50 cm civarındadır. “L” payandalar, kiriş ve direklere büyük demir çivilerle çakılı vaziyettedir.
Bunların daha küçük benzerleri, doğu ve batı baştaki direklerde (girişlerde) ve dördüncü sıradaki direklerde, çatı kirişi ve direklerin birleştiği kesimde bulunmaktadır. Bu elemanlar direk, çatı kirişi ve gergilere çivilerle tutturulmuş olup gergilerde olduğu gibi menba-mansab ekseninde yerleştirilmiştir. Menba-mansap ekseninde uzanan gergilerin büyük bir kısmı yukarıya doğru kavis yapan hafif dışbükey şekilde dörtgen kesitli ve yaklaşık 10-14 cm kalınlıktadır. Çatı kirişi üzerinde bulunan gergiler, kanallı geçmelerle çatı kirişlerine geçirilmiş, ayrıca çivilerle çakılmışlardır.
Bunların üstünde çatının diğer detayları; yastıklar, mertekler, padavra tahtaları, damlalık tahtaları ve kiremitler yükselir.Tabliye ekseninde her iki kenarında direklerin üzerinde çatı kirişi, çatının tepe noktasında mahya aşığı kirişleri bulunur.Tabliye boyunca boyları yeterli olmadı-ğından kalınlıkları 10-12 cm civarındaki çatı kirişlerinin çoğu birbirlerine uç uca düz boy, pek azı pahlı (şevli) boy birleştirme yapılarak sıralanmıştır.
Üç omuzlu kırma çatı, yukarıda değindiğimiz üzere, direk ve payandalarla desteklenen mertek-aşık düze-nine sahip oturtma çatıdır. Direklerin arasında kuzey-güney doğrultusunda uzatılan dışa kavisli gergilerin üzerinde aynı doğrultuda uzatılan kısa (25-45 cm civarı) yastıklar bulunur.
Bunlardan bazılarıyla gergiler arasında kanallı geçmeler görülmektedir. Kimileri düz yanaştırılarak çivilerle çakılmak suretiyle geçmesiz birleştirilmiştir.

- Belirtilen elemanlar için “papuç payanda” tabirinin de uygun düşeceğini düşünmekteyiz.
- Doğudan birinci ile dördüncü direkler hizasındaki gergilerin üzerinde, belirtilen yastıklar görülmez. Mahya aşığı ile gergi arasında gergilerin dışa kavsinin yeterince olması nedeniyle, belirtilen kesimlerde yastığa gerek kalmamıştır.
  

Yastıkların üzerinde mahya aşığı kirişleri yer alır. Mahya aşığı ile çatı kirişlerinin üzerinde 10-12 cm kalınlıkta, kimileri pek muntazam olmayan dörtgen kesitli mertekler uzatılmıştır. Yaklaşık 0.45-0.55 m ara ile sıralanan, her bir omuzda toplam sayısı 24 civarında olan mer-tekler, saçağa kadar uzatılmıştır.
Merteklerin çatı kirişleri ile birleştiği çizgide kimi yerlerde çatı kirişlerinin üstünde takriben 5 cm kalınlığında ikinci ince bir kiriş daha görülür. Bu yastık kirişlere, çatı eği-minde kimi alçak kalan kesimlerini yükseltmek için ihtiyaç duyulmuştur.
Bunlar diğer birçok ahşap inşa ayrıntılarında olduğu gibi çivilerle çakılmak suretiyle sabitlenmiştir.Merteklerin üzerinde tabliye boyunca uç uca eklenerek yerleştirilen 4-6 cm kalınlıkta padavra tahtaları görülmektedir. Bunlar, çatının menba ve mansab kesimlerinde, aralarında boşluklar bulunan altışar bozuk sıralı olup üstlerinde kiremitlerbulunur. Çatı kaplamasının 2010 yılı civarında yenilendiği, eskisinin de şimdiki gibi oluklu (alaturka) kiremit olduğu ifade edilmiştir.

İlk inşada da çatı kaplamasının oluklu kiremit veya padavra olabileceğini düşünmekteyiz.22İlk bakışta iki yana meyilli beşik çatıymış gibi bir görünüm veren çatının üç omuzlu kırma çatı olduğuna yukarıda değinmiştik. Çatı, batı başta, iki yana meyilli beşik çatı şeklinde başlamakta, doğu baştaki üçüncü omuz ilavesiyle üç omuzlu kırma çatıya dönüşmektedir. Söz konusu durum, 2010 yılı civarındaki çatı yenilenmesinin ürünü olabilir. Zira köprü girişlerinde doğu ve batı başta, çatı kirişlerinin yaklaşık 0.50 m ilavelerle uzatıldığı ve çatının görünümünün sonradan değiştiği gözlenebilmektedir. Doğu baştaki omuzun sonradan -muhtemelen 2010 yılı civarındaki yenilemede- oluşturulduğu, doğu ve batı başta, saçağın ilaveyle uzatıldığı, daha önemlisi, esasında beşik çatı olan örtünün belirtilen ilaveyle üç omuzlu kırma çatıya dönüştüğü anlaşılmaktadır. Çatının doğu kesimi diğer kesimlerden yaklaşık 0.20 m daha yüksektir.Köprüde kullanılan ağaçlar, yörede bol bulunan ve oldukça dayanıklı olan kestanedir. Ahşap aksamda; ana kirişler, tabliye ve çatı kirişleri, konsol kirişleri, döşeme kirişleri, direkler, çapraz ve “L” payandalar ile korkulukta hep kestane kullanılmıştır. Ahşap yapının dere yatağına oturtulduğu iki yakadaki sahanlıklarda yığma moloz taş örgü görülür.
Kimi ahşap köprülerde sonradan yapılan (muhdes) demir kenet, çelik kiriş takviyesi gibi uygulamalar bu yapıda görülmemektedir. Çatı kaplaması, alaturka (oluklu) kiremittir. Ahşap elemanların sabitlenmesi için bol miktarda demir çivi kullanılmıştır.
    
  
Çatı kirişi ile bazı tabliye direklerinin birleşiminde, tabliye altında da direk ve kiriş birleşmelerinde zıvanalı geçmeler görülmekte-dir. Tabliye altında direk ve ki-riş birleşmelerinde, tabliye direkleri ile çapraz payanda ve korkuluk kuşakları arasında, kimi çatı kirişleri ile gergiler arasında, ayrıca kimi gergilerle bunların üstünde yer alan yastıklar arasında kanallı geçmeler dikkat çeker.
  
Çapraz çifte payandalar arasında, gergi ve yastıklar arasın-da ve kimi iki katlı kiriş ve döşeme tahtaları arasında olduğu gibi köp-rünün birçok ahşap elemanı düz en birleştirme şeklinde yanaştırılmış ve çivilerle sabitlenmiştir.
  
  
Tab-liye ve çatı kirişlerinin birbirleriyle olan birleşmelerinde pahlı (şevli) boy birleştirmeler,kimi kor-kuluk kuşakları ile direkler arasında ise kertmeli uç birleştirmeler görülmektedir.Değerlendirme ve Sonuçİnsanlık tarihi boyunca çok çeşitli köprü örnekleri yapılmıştır.
Tarihte ilk köprülerin tamamen taş veya ahşaptan yapılan köprüler olduğu ifade edilmektedir.

  
Köprüler şekillerine, yapıldıkları malzemeye, yapı elemanlarına, statik yönlerine, yapılış amaçlarına göre çeşitli bağlamlarla çeşitli tiplere ayrılır.
Kiremitli Köprü, su engelini aşmak için akarsuyun üzerine inşa edilmiş, yaya ve hayvan geçişi için tasarlanmış bir taşra uygulamasıdır. Halk dilinde özel bir ismi yoksa, Anadolu’da genellikle “ahşap köprü”, “tahta köprü” şeklinde ifade edilen ahşap köprüler için Arapçada daha çok “cisr” kelimesinin kullanıldığı anlaşılmaktadır.
İnsanlık tarihinde köprülerin ilk örneklerinin ahşap olduğu varsayılabilir.
Zira iki yaka arasına uzatılacak bir ağaç kütüğü veya ahşap donanımlı basit bir inşa, açıklığı

Login


 

Ziyaretçi Defteri

pasamehmet
Herkeze Selam, acaba bu ""Sülaleye dayali Soy Ağacimiz."" ne zaman faaliy...

Ilkokul Mezunlarimiz

Eğridereköyü İlkokulu ilk olarak 1948 - 2008 Eğitim Yili

Calisma Asamasinda

Eğridere Köyü Facebook

Sosyal Medyada da, beraber kalalim.
Takip et Tiklayiniz

Go to top