İlçemiz ismini nereden alıyor. Bunu biliyor muyuz? Belki biz biliyoruz ama sonraki nesiller bilmeyecek. Bunun için Çaykara Suyunu açığa çıkarmalıyız. İşte bu gün kaybolan ve üzeri kapatılan ‘Çaykara Suyu’ açığa çıksın, burada bir çeşme yapılsın ve üzerine; ‘Çaykara ismini buradan alıyor’ diye yazılsın. Genç nesiller üzerinde yaşadıkları coğrafya ile ilgili bilgi sahibi olsun.


Çaykara Suyu Neden Akmıyor?
İlçemiz ismini nereden alıyor. Bunu biliyor muyuz? Belki biz biliyoruz ama sonraki nesiller bilmeyecek. Bunun için Çaykara Suyunu açığa çıkarmalıyız. İşte bu gün kaybolan ve üzeri kapatılan ‘Çaykara Suyu’ açığa çıksın, burada bir çeşme yapılsın ve üzerine; ‘Çaykara ismini buradan alıyor’ diye yazılsın.
Genç nesiller üzerinde yaşadıkları coğrafya ile ilgili bilgi sahibi olsun.
Konuyu : https://www.egriderekoyu.net adlı internet sitemizde yazdığı yazı ile gündeme taşıyan Mehmet Koca’nın hassasitini ve duyarlılığını paşlaşıyor, bu önemli konuyu başta Çaykara Belediyesi olmak üzere ilgililerin dikkatine sunuyoruz. Çaykara suyunu açığa çıkarmak gelecek nesillere borcumuzdur:

  
  İşte Mehmet Koca’nın yazısının tamamı:

Milletler sahip olduğu değerleri koruyarak geleceğe sağlam adımlarla yürürler. Sahip olduğumuz değerlerin başında ise çevre ve çevrenin bize bahşettiği güzellikler gelir. Biz Çaykaralılar ise çok sayıda nimetle muhatap olduğumuz için birçok değerimizi kendi elimizle bir daha geri gelmeyecek şekilde ortadan kaldırmayı çok iyi beceriyoruz. İlçemize ismini veren “Çaykara Suyu” vardı. Vardı diyorum çünkü artık yok. Niye yok, çünkü bir aklıevvel bu kaynağı betonla doldurarak yok etti. Bu doğa katliamını yaparak Çaykara’nın canına beton doldururken, kimsenin sesinin çıkmamasını da ayrı bir ayıp olarak görüyorum.

Ama Çaykara’nın suyunun sağlıksız olduğunu kahve köşelerinde konuşanlar, ilçemizin adını aldığı Çaykara Suyu’nun betonlarla kapatıldığı zaman neredeydiler? Çaykara’dan bahsedilirken, ‘Çaykara adını Haldızen ve Baltacı derelerinin birleştiği yerde çıkan doğal kaynaktan almıştır’ denilir. Doğal kaynağın adı da “Çaykara Suyu”dur. Çay tiryakileri çaylarını bu kaynaktan aldıkları sudan demlerdi. İçimi rahat, hazmı kolay olan bu su artık satır aralarında yer alırken, kaynak binlerce tonluk köprü ayağının altında kaldı.

Mutlaka Çaykara’nın trafiğini rahatlatmamız lazım. Köprüler ve istinat duvarları ile iki tarafı dere olan ve sel tehlikesi olan ilçemizi koruma altına almamız lazım. Ama Çaykara’ya adını veren suyu yok etmek gerekmezdi. Bu işleri yapacak firmaya bu suyun yukarıya pompalanarak çeşme yapılması söylenebilirdi ve insanımız bu çeşmeden kana kana içerek “Çaykara Suyu” gelecek nesillere aktarılabilirdi. Çaykara Camisi’nin şadırvanı olması sebebiyle millet Çaykara’da su içemeyecek durumdadır. Oysa doğal suyu bulunan Çaykara’mız bu suyun kıymetini bilmeyerek yok etmiştir. Çaykara Suyu, doğal bir sudur. Çocukluğumda Baltacı ve Haldizen dereleri yağmurlu havalarda bulanık aktığı zaman Çaykara Suyu’nun kaynağından berrak berrak aktığını bilenlerden birisiyim.

Çaykara suyu ile birlikte suyun yanında bulunan değirmenlerini de yok etmiştir. Yaşı yarım asra yaklaşanlar Çaykara suyu gibi değirmenlerini de hatırlayacaktır. Değirmenler Türk kültürünün binlerce yıllık eseridir. Suyun gücünü kullanarak hayatı kolaylaştıran biz Türkler ne hikmetse kendi geliştirdiğimiz tekniği hiçe sayarak yok etmeyi de iyi beceriyoruz.

Çaykara değirmende tahıl öğütüldüğü gibi, “Ding” denilen dikey dönen taşta buğday ve mısır kırılırdı. Aynı değirmende bu gün eşine az rastların “Kopal” denilen ve suyun kuvveti ile çalışan dövücü bir bölüm de bulunurdu. Bu bölümde de Kendir denilen bitkinin sapları dövülür ve liflerinden ip yapılırdı. Suyumuz gibi değirmenlerimiz de yok olup gitti. Şimdi Çaykara’yı ziyarete gelenlere ne içirebileceğimiz bir suyumuz ne gösterebileceğimiz bize ait bir kültür değerimiz var. Zaten bakır veya kalaycılık mesleğini bütün Anadolu’ya biz yaydık ve ilk önce yine bu meslekleri biz yok ettik.

Biz sahip olduğumuz bu zenginlikleri hoyratça yok ederken elin Hollandalısı bizden çaldığı yel değirmenlerini ülkesinin milli simgesi yaparak bu gün bile yaşatmaya çalışıyor. Hollanda’ya gidenler ya yel değirmenlerinin önünde resim çektirir ya da küçük bir maketini satın alarak evine götürür. Biz ise Çaykara’ya gelenlere neyimizi göstereceğiz. Bırakın misafirlerimizi kendi çocuklarımıza bölgemize has neyimiz var onlara Değirmeni, Ding’i veya Kopal’ı nasıl anlatacağız. Etkili ve yetkililer; Çaykara, doğal güzelliği bakımından ismi sınırlarımızın dışına çıkmıştır. Gelenler doğal güzelliğin yanısıra kültür ve tarihini de merak ederler. Onlara göstereceğimiz değerlerimizin olması gerekir.

Çaykara’ya adına veren “Çaykara Suyu” neye mal olursa olsun beton yığınlarının altından alınıp, gün ışığına çıkartılması lazım. Hatta güzel bir çeşme ile de halkın kana kana içmesi sağlanmalı. Değirmenler de aslına uygun bir şekilde yapılarak ziyarete açılmalı ve bu kültür değerimiz yaşatılmalıdır. Kimse bana uzaktan ahkâm kesme diyemez. Bir güzellik yapamıyorsanız bari var olanları yok etmeyin.

Login


 

Ziyaretçi Defteri

pasamehmet
Herkeze Selam, acaba bu ""Sülaleye dayali Soy Ağacimiz."" ne zaman faaliy...

Ilkokul Mezunlarimiz

Eğridereköyü İlkokulu ilk olarak 1948 - 2008 Eğitim Yili

Calisma Asamasinda

Eğridere Köyü Facebook

Sosyal Medyada da, beraber kalalim.
Takip et Tiklayiniz

Go to top