ĞORĞRASLILAR VE SALI'YA İNMEK

Eskiden kamyonlarla inilirdi Çaykara’ya.

Köyün baş tarafından ihtiyarlar kamyonuyla başlardı
Çaykara yolcularını toplanmaya caminin yanında toplanırlardı.Cünkü merkezden yukarı yol yoktu.

Köyümüzde ilk araba servisi yapan H.Ömer Tok’dur.
Sonraki yıllarda Merhum Tiv’in Oğlu Isa ve Musa hatırladığım kadar.
Salı'ya İnmek Salı günleri ölmüş toprağın baharda hayat bulması gibi hayat bulurdu Çaykara Ğorğraslılar için özel bir önemi vardı.
Salı günlerinin. Her şeyi salı ile tarif ederdik:

-Sali güni görişuruk illaki ener,
-Sali güni bakaruk,
-Saliya inecemisun?
-Sali güni yaptururuk oni.
-Sali güni veruruk parasini
-Saliya verurum oni
-Sali ....
Merhumlar: Sakallı Ahmet Tok,Haçı Şaf,Hüseyin Gönan (Kukuro),H.İsmail Tok,H.Mustafa Boz (Abaz),H.Mehmet Çaykara,Mustafa Gönan (Tahraka),Mehmet Çokluk (Kıfır),İsmail Coşkun,Ali Coşkun,Hacı Koçak, H.Ahmet Pamuk, H.Hasan Pamuk (Hasancavuş),H.Osman Can,H.Mustafa Ağıralıoğlu,Ahmet Ağıralıoğlu,Canfer Can Bunlar Salı kamyonunun değişmez yolcularıydı.
Genelde şoför mahalli dolu gelirdi.
Köy halkı adeta yollara serpilmişçesine beklerdi köyden aşağı kulkulinadan aşağı kesturmeden okulun altından batika yol üzerinde.
Eğer kış ayı ise paltonun yakaları yukarı kıvrılmış, sağa sola voltalayanlar sigara tüttürerek beklerlerdi.

       
Salı kamyonunu.
O zaman otomobil yoktu, minibüste tabi. Tek konfor kamyondu.
Tek ulaşım vasıtası kamyon. Kamyonu beklemeye tahammülü olmayanlar koyulurdu araba yolundan aşağı ve patika yollardan lemetosa inildimiyti kestirme yoldan Niyazoğlunun evinin altından patika yoldan yola koyulurlardı bir an evvel Çaykara’ya inmek için.
Sanki dükkan açacak gibi sabah erkenden varırlardı Çaykara’ya…
Bir haftalık özlem var nihayetinde.
Ana duraklar vardı köyde Çaykara’ya inmek için Merhum H.Koçak’ın oturakları… Kurkulina Lemetos camisinin önü Batika yoluyla gidilirse yerin adını hatırlayamıyaçağım Niyazoğlu’ndan aşağı gidinçe ilk durak Son durak araba yoluna inilinçe Araba yoluyla gidilinçe Lemetostan aşağı Kılıçların aldında tek durak ana yola inilinçe ilk durak Taşören (Zeleka) yolu yapılınça yol girişinde yapılan ilk duraktır.
Okul yollarında bu oturak yoktu.
Kamyonun üzeri aşağıya doğru indikçe dolar, iğne atsan yere düşmezdi. Erkek ağırlıklı yolcular arasında keşanıyla yüzlerini saklayan kadınlar da olurdu. Ama herkesin elinde satılmaklık biraz yağ ve o hafta içinde biriktirilmiş minzi bulunurdu.
Kadınlar daha rahat taşırdı ürettiklerini.
Kadını Çaykara’ya inmeyenlerin erkeklerine düşerdi yağ peyniri satmak.
Kimi bunları taşımaktan memnun görünür kimisi etrafa minnetsiz bir eda çizerdi: -
“Yahu habu kari haburda bişeler verdi bana satilacakler” diyerek emanet gibi taşırdı mahsulünü.
Kamyon üzerinde muhabbet o biçim.
Bu yolculuk hiç bitmese dedirtecek cinsten. İnsanlar arasında bir neşe, pür neşe. İnsanlar arasında sınıf farkı, ekonomi farkı yok denecek kadar az. Herkes aynı şartlarda yaşıyor. Aynı kamyonu paylaşıyor ve aynı kamyonla dönecek…
Köye göre Paris orası. İlçemiz, göz bebeğimiz. Bir başka heyecan kaplardı insanın içini Çaykara görününce…
Nihayet kamyon Çaykara’ya inince dökülürdü kasadan Ğorğras ahalisi.

Çarşının girişinde Merhum (Mustafa,Nuri) Dere emicekalar,yağ peynir alıcıları karşılardı köylüleri.

      
Ellerindeki yağ peyniri kapmak için, öteye beriye çekiştirerek.
Tabi Ğorğoraslıların yağ peynirinin adresi belliydi; ya Mustafa, Ya Nuri Dere Başkasina vermezlerdi yağ peyniri.
Artık onların insafına kalırdı fiyatlandırması.
Yağ peynir satışı tamamlanınca
Mehmut Usta,
Kör Mustafa ve Zelekalinun lokantasından çıkan yemek kokuları arasında çarşının içerisinde kaybolurdu köylülerimiz.
Taaki öğlen on iki, bire kadar. Saat bir’e yaklaştımı kamyon dolmaya mevzilenirdi.
Kadınlarımız Çaykara’ya indimiyti nerde oturaklardı bilirmisiniz.
Merhum Haci Çaykara’nın dükkanında merhum İsmail Zerginanın dükkanında, merhum Kıfırın H.Mehmet Çokluk’un dükkanında,Merhum Mehmet Çolak (Zergina) nın dükkanında Merhum,H.Mehmet Yıldız (Tıvın) dükkanında, Çatalların dükkanında,Hulebun dükkanında bayanlar otururdu.oturamazdı erkekler giderdi.
Unlar,Kepekler,Tuzlar,Gazlar alınır, mevsimine göre hamsi ihmal edilmezdi.
Yine aynı güzergah üzerinden köyü boydan boya geçerek ve duraklarda alınan yükler keyifle indirilerek yol alınırdı.
Herkes hemen hemen aynı şeyleri alırdı.
Zaten herkes diğerinin ne aldığını da görürdü.
Kasada havadar yolculuk esnasında o gün yapılan alışverişin ve rastlanılan durumların kritiği yapılırken birbirine elma portakal da ikram edilirdi.

Mahallesi gelip kamyondan inenler ikili üçlü beşli gruplar halinde evlerine dağılırken

“Ola akşam felancidayuk ha!’
diyerek geceyi ihya etmenin randevusu verilirdi.
-"Ola gelmeyeni suya atacağuk ona göre"
-"Erkeğisen gelma"
- Zaten gelmek istemeyen de olmazdı.

Hulasa tam bir serüvendi bir Salı Çaykara'ya inip akşam köye dönmek.
İhtiyaç olmasa da Çaykara'ya inilirdi.
Zira o gün tüm köylü ile buluşmanın bir fırsatı idi.
Kamyonda ya da Çaykara'da. Yoksa koca köy nasıl tanır nasıl kaynaşırdı birbiriyle?
İşte onun için önemliydi

Ğorğraslılar için her Salı Çaykara'ya inmek.

Not: Ekleme yapılamsı gerekiyorsa bana yazın veya eksiklerim varsa bana iledin düzelme yaparım bu bana bir esintiydi yazmam

H.Veysel PAMUK
Almanya 21 Nisan 2009


 

Login


 

Ziyaretçi Defteri

pasamehmet
Herkeze Selam, acaba bu ""Sülaleye dayali Soy Ağacimiz."" ne zaman faaliy...

Ilkokul Mezunlarimiz

Eğridereköyü İlkokulu ilk olarak 1948 - 2008 Eğitim Yili

Calisma Asamasinda

Eğridere Köyü Facebook

Sosyal Medyada da, beraber kalalim.
Takip et Tiklayiniz

Go to top