Çok düşündüm bu hatırayı yazmak için…
Hatıraları yaşatmak,sevgileri paylaşmak biz insan oğlunu görevlerindendir….
Genç nesillerin geriye bakıp annelerinin, babalarının neler çektiklerini bilmelerini hatırlamaları açısından bizlerin onlara ön ayak olmamız lazım diye düşünüyorum.

En azından ben kendimi sorumlu görüyorum..Onun içindir ki bazı hatıralarımı sizlerle paylaşmaktan çok mutlu oluyorum.Gorğorasa olan sevdamı her zaman dile getiriyorum.

Sizlerin de bu topraklara sevdalı olduğunuzu biliyorum. Ben böyle yazılar yazdıkça gözlerinizin nasıl dolduğunu buradan görebiliyorum.Bu hasret göz yaşlarınızın kurumasını istemiyorum.

Çünkü…

O zaman bu topraklara olan hasretiniz ve sevdanız kurur..Tercihi siz yapın..Hangini isterseniz onu KURUTUN……. Sevda ve hasretlik kavuşunca biter

Onun içindir ki sizlerinde sevdanıza ve hasret gittiklerinize buluşmanızı ve koklaşmanızı diliyorum..
Ama gel gör ki hayat şartları insanı yurdun değil dünyanın her tarafına savuruyor.

Şunu çok iyi biliyorum ki…

Edirne’den yurda giren büyüklerimizin ezan sesini duyduğunda eğilip vatan toprağını öptüğünü biliyorum…Niye diyeceksiniz.. Gurbetlik ve hasretlik biz insanların kaderi olmuş.

Yazacağım hatıranın bu dönemle çok ilgisi olduğu için böyle bir giriş yaptım.

Köylerimizde elektriğin,yolun.telefonun olmadığı .benimde ,ilkokul 5de olduğum zamandır.(köydeki ilkokul)

Zil çalmıştı….

Tüm öğrenciler tenefüsdeyiz..Okulumuzun bahçesinde oynamaktayız.
Lemedos(fındıklı) mahallesinin kabanında bir kalabalık bir bağrışma sesleri var ama ne olduğunu anlamak mümkün değil.Cep telefonu yok ki arayıp ne olduğunu öğrenesin

Öğretmenlerimizde ne olduğunu çok merek ediyordu..Bizim öğretmenimiz M.Sırrı Dinçer di Allah selamet versin. Ne olduğunu öğrenmenin tek yolu vardı.Lemedos mahallesine bir öğrencinin gitmesi lazımdı…

Öğretmenim ben gideyim,öğretmenim ben gideyim diye bir arkadaşımız ısrar ediyordu Hem de çok ısrar ediyordu.Bu arkadaşımız çok çevik ve afacan bir arkadaşımızdı.Öğretmenimizde onu uygun görmüştü..Hadii git ama çabuk dön demişti..Bu giden arkadaşımız ismi Mehmet Çatal (skodiya) idi…

Mehmet arkadaşımız gitti ama aradan uzun zaman geçmesine rağmen dönmemişti.Öğretmenimiz merek etmeye başlamıştı.. Bir haber alamamanın sıkıntısı başlamıştı..Bir başka arkadaşı görevlendirdi öğretmenimiz…Hadi sen git ama çabuk gel diye tembih etmeyi ihmal etmedi….

İkinci giden arkadaşın kim olduğunu hatırlayamadım…
Ve ikinci giden arkadaşımız yarım saat sonra kan ter içerisinde dönmüştü..
Öğretmenimiz bir soluk almasını ve ne olduğunu anlatmasını sormuştu..
Lemedos (Fındıklı) mahallesine bir cenaze gelmişti…Uzaktan…Sorgun’dan (Yozgat)

Gelen cenaze kimin cenazesi idi biliyor musunu?… Uzun zamandan beri onu göremeyen , doyasıya sarılamayan onun hasretle gelmesini bekleyen İlk giden arkadaşımız Mehmet Çatal (skodiya)’ın

Sevgili ANACIĞI idi..

Bir annenin ve bir çocuğun son buluşması böyle oldu..Çok acıklı bir hatıramdır.Sizlerle paylaşmak istedim.Mehmet kardeşimden de acısını tazelediğim için özür diliyorum.Onun hoş görüsüne sığınarak kaleme aldım bu HATIRAMI…

Allah kimseye böyle hatıralar yaşatmaması dileğiyle tüm gönül dostlarıma selam olsun.
Rahmetli Numan Çatal’ın kızı,Sevgili hocam Yaşar Çatal’Ablası,Mustafa Çatal’ (skodiya) sevgili eşi idi

Nur için de yat sevgili TEYZEM……..

Yüksel Çatal
10 Mart 2008
E-Mail: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. Bu mail adresi spam botlara karsi korumalidir, görebilmek için Javascript açik olmalidir

Login


 

Ziyaretçi Defteri

pasamehmet
Herkeze Selam, acaba bu ""Sülaleye dayali Soy Ağacimiz."" ne zaman faaliy...

Ilkokul Mezunlarimiz

Eğridereköyü İlkokulu ilk olarak 1948 - 2008 Eğitim Yili

Calisma Asamasinda

Eğridere Köyü Facebook

Sosyal Medyada da, beraber kalalim.
Takip et Tiklayiniz

Go to top