İNSAN OLMAK…

Beden ve ruh.
İnsana has iki kavram.
Bedene “suret”, ruha “sîret” de denir.

“En güzel surette” yaratılan insanın bedeni (sureti) de güzeldir, ruhu (sîreti) da.
İnsanın organlarında (bedeninde) var olan mükemmeliyetlik, hissiyatında (ruhunda) da vardır.
Ki, hissiyatındaki mükemmeliyetlik insanı diğer canlılardan ayırır.
Aynalar karşısında beden güzelliğini yoklayıp daha güzel olmak veya var olan güzelliği korumak için çaba sarf ederken ruh güzelliğimizi pek fazla önemsemeyiz.
Hâlbuki; Ruhtaki güzelliktir, insanı insan yapan.
Ruhun değeridir, insana insan değeri katan.
Ruhun güzelliği, beden güzelliğinden evlâdır ve ruh güzelliği ile insan olunur.
Ruhu güzelleştiren
“Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” diye buyuran Peygamberimizin (S.A.V.) işaret ettiği ve “insan olma”nın odağına koyduğu güzel ahlâktır.
“İyi insan, iyi ahlaklı insan demektir.” tespitinden hareketle denilebilir ki;
İnsan olmak, inanmaktır. İnsan olmak, sevmektir.
Paylaşmaktır, vefadır, affetmektir, vermektir, sabretmektir, şükretmektir, hoş görmektir, nefsine hakim olmaktır, helal ve haramı bilmektir, sadık olmaktır, samimi olmaktır, kendini bilmektir, dürüst olmaktır, tahammül etmektir, adil olmaktır, hakkı teslim etmektir, sahip çıkmaktır, insaflı olmaktır, edepli olmaktır, haya sahibi olmaktır, onurlu olmaktır, hüsn-ü zan etmektir, güler yüzlü olmaktır, emanete sahip çıkmaktır, … “kendisi için istediğini mümin kardeşi için de” istemektir insan olmak.
Halka değil kendine hizmet anlayışında olan siyasetçinin,
Toplum adına denetim yapmaktan çok toplumu yönlendirmeye çalışan gazetecinin, İşçinin alın teri hakkını zamanında ve yeterince vermeyen iş adamının, Müşterisini yolunacak kaz olarak gören ve vergi kaçakçısı tüccarın,
Hukuka üstünlük yerine üstünlere hukuk için çaba sarf eden yargı mensubunun, Profesyonelliğine amatörlüğü katık yapamayan sporcunun, Yüreğini öğrencisinin yüreği ile birleştiremeyen öğretmenin, İşi ile beyt’ül maldan çalan, işgücü ile beyt’ül malı zarara uğratan memurun… Hasbel kader elde ettiği güç (eşittir sermaye) ile “öteki”lerini kendine “hizmetkâr” olarak gören insanın insanlığı, ne kadar insanlıktır ve ne kadar “güzel ahlak” sahibidir.
Yüce Mevlâ (C.C.) tarafından “Ey Habibim!
Şüphesiz sen çok üstün bir ahlâk üzeresin” diye övülen Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.), “Ya Rasulellah! Allah katında en sevimli insanlar kimlerdir” diye soran bir sahabeye “Ahlâkı en güzel olan” diye cevap verir.
Bir günde bizzat kendisi Ebû Zer Gıfâri’ye “Ey Ebû Zer! Sana yükte hafif, mizanda ağır gelen iki husus öğreteyim mi?” demiş,
“Evet! Öğret, Ya Rasullellah” cevabını alınca da “Güzel ahlâklı olmaya bak, bir de az konuş” diye buyurmuştur.
“Mümin kardeşinin yüzüne asık bir çehre ile bakana melekler lanet eder.” hadisindeki hakikatin karşısında ürpermemek elde değil. Hemcinslerimize karşı olan tutum, davranış ve söylemlerimizi akıl süzgecinden geçirip değerlendirdiğimizde “asık çehre”den çok daha büyük yanlışlar yaptığımız görülecektir.

Yalan konuşmak, riya etmek, hak yemek, zulmetmek, ihanet etmek, iftira atmak, hakir görmek, su-i zanda bulunmak, aldatmak, fitne yaymak, nankörlük yapmak…
Tabii ki, görmek isteyen gözler tarafından…

Ayhan HOŞ
Haziran 2011, YOMRA


 

Login


 

Ziyaretçi Defteri

pasamehmet
Herkeze Selam, acaba bu ""Sülaleye dayali Soy Ağacimiz."" ne zaman faaliy...

Ilkokul Mezunlarimiz

Eğridereköyü İlkokulu ilk olarak 1948 - 2008 Eğitim Yili

Calisma Asamasinda

Eğridere Köyü Facebook

Sosyal Medyada da, beraber kalalim.
Takip et Tiklayiniz

Go to top