Özlem ve Hasretimsin Eğriderem - Egridereköyü Resmi Sitesi

     ĞORĞORAS KADINI

Sağlık ve afiyette olmanız dileğiyle, yeniden merhaba.

Bir hafta önce, ilk yazımı yazarken, kafamda bazı soru işaretleri vardı.
Ancak yayımlanmasından sonra, gerek yazıya yapılan yorumlar; gerekse, telefonla arayanlar, beni bir hayli rahatlattı.
Değerli yorumları ile bana destek olanlara ve telefonla arayanlara çok teşekkür ederim.
Umarım bu güzel başlangıcı, aynı düzeyde, uzun süre devam ettirebiliriz…
Evet,8 Mart Dünya Kadınlar Günü.
8 Mart’ın anlam ve önemine yahut tarihçesine dair bir şeyler yazmak değil niyetim.
Zaten yarın bütün gazetelerde, dergilerde, televizyon ve radyo kanallarında bunları fazlasıyla okuyup, izleyip, dinleyeceğiz.
Ben sizlerle, ablam Fatma Tanç’ın önceki yıllarda yazmış olduğu ve Ğorğoras Kadınını anlattığı bir yazıyı paylaşmak istiyorum.

Yazıya göre şimdilerde, Ğoğoras’ta yaşayan kadınlarımızdaki tek değişiklik, teknolojiye ayak uydurmaları.
Cep telefonlarını ğaydanlarına takan bu güzel insanlar, çayıra gitmeden önce hava durumunu da internetten öğreniyor…

Ablam bu yazısını, annem Rahmetli Halime Hucs için yazmıştı.
Ben de sizlerin hoşgörüsüne sığınarak, bu yazıyı, biz Tancobullar için çok değerli olan halam, Ferdane Tok (Tanç) ve Ğoğoraslı olan tüm kadınlara ithaf etmek istiyorum:
“Teni beyaz, bahtı karadır Ğorğoras Kadını’nın…
Başlık parasına satılmaz, töre cinayetlerine kurban gitmez, üstüne kuma getirilmez.
Eşitlik, feministlik iddiaları yoktur.
Ezilmişlik, harcanmışlık haberlerini de okuyamazsınız Ğorğoras Kadını’nın.
Çünkü onlar; kendilerini haber ettirmezler…
Çok şükür başlarını sokacak bir evleri, mısır ekmeğini, lahanayı yapmalarını sağlayacak kadar toprakları vardır.
O toprak çok da verimli değildir ama arazilerin eğiminden dolayı hasat sonu aşağıya kaydığından, her baharda, sepetlerle yukarıya taşınacak kadar da değerlidir.
Bunca zengin geçmişe ve coğrafyaya sahip bu ülkede, sırtında yük taşıyan tek kadındır,
Doğu Karadeniz ve Ğorğoras Kadını. Kimi zaman yükün altında görünmez.
O yükle birlikte hayatı da sırtlar.
Çocukların babası ki koca denmez ayıptır, hep gurbettedir.
Bu yüzden çocuklarına hem ana hem baba olur.
Evin hem kadını hem erkeğidir Ğorğoras Kadını.
Bu yüzdendir dobralığı ve bir şey sorduğunuzda dövecekmiş gibi, öfkeyle cevap vermesi…
Kadınlığını kullanmayı, göz süzüp, gerdan kırmayı, nazlanmayı ve entrikayı bilmez.
Gardrobunda kadınsı çizgiler taşıyan kıyafetler, şifonyerinde dantelli çamaşırlar bulunmaz.
Dizileri, gezmeleri, arkadaş günleri de yoktur.
Nerede iş, nerede çalışmak varsa orada görürsünüz onu.
Ben yapamam demez, sıvar kolunu, girer ne iş olursa…
Her şeyi kabullenir Allah’tan geldi deyip.
Ne Cumartesi Anası olur mitinglere katılır, ne de Pazartesi Anası olup devlete isyan eder...
Üç şeye karşı gelinmez çünkü: Bir Allah’a , bir devlete bir de çocukların babasına…
Başına gelen tüm felaketlerde, öfkesini içine bastırır, ağlar ve dua eder.
Ama asla isyan etmez.
En büyük hayali, çocuklarının hayırlı istikballerini görüp, torunlarıyla birlikte, elden ayaktan düşmeden, namerde muhtaç olmadan, iyi bir mümin olarak hayat görevini tamamlamaktır.
Öyle bir gemiye atlayıp, uçsuz bucaksız okyanusta özgürlüğün tadını çıkarma, keşfedilmemiş bir ada bulma, yahut lüks otellerin süitlerinde, gül demetleri arasında, pırlanta hediyelere boğulma hayalleri yoktur.

8 Mart gününe yüklenen özel anlamı da bilmez Ğorğoras Kadını. Bilse de önemsemez.
8 Mart, yılın üçüncü ayının, sekizinci günüdür sadece.
Onun istediği öyle kadınlığı ya da anneliğinin bir günde hatırlanması, kalıplara sokulması değildir.
Elinden gelenin en iyisini yapıp, iyi şeyler bırakmak ve her daim iyi hatırlanmaktır istediği…
Bu yüzden her bir Ğorğoras Kadını; hayattaysa selametle, hayatta değilse rahmetle anılır…

(Fatma Tanç -2006) Hayatta olduğumuz sürece selametle, hak vaki olduğunda da rahmetle anılmak dileğiyle, esen kalınız…

   Asiye YILDIZ TANÇ
      08 Mart 2010