Lemedos mahallesinde doğmuş hepimiz gibi yoksulluklarla büyümüş lisede okurken çeşitli nedenlerle okulu bırakmış bir kaç yıl boş gezdikten sonra polis memuru olmuş ve yurdumuzun çeşitli bölgelerinde görevini başarıyla yaptıktan sonra en son Samsun Polis okulundan emekli olmuş yazları köyde, kışları Bafra'da ikamet eden neşeli ve etrafınada mizah saçarken düşündüren sevimli bir insan.Şimdi olduğu gibi gençliğinde de büyüklerin seviyesine çıkan küçüklerin seviyesine inen bulunduğu toplumda zevkle dinlenen tonton Kemal ağabeyimiz.Kudici Kemal Şen.

Evet köyde bulunduğu sürelerde kış geceleri bizler onun etrafında toplanır saatlerce onu dinler gülmekten yerlere yıkılır,bazan da altımıza kaçırdığımız olurdu.Bir Ninenin etrafındaki çocukların masal anlattığı ve çocuklarında onu pür dikkat dört kulağıyla dinlediği biz de onu dinlerdik ve hala da dinleriz.Değil mi Kemal abi. Sizlerle payşabileceğim onlarca anısını hatırlıyorum ama bugün kendiminde sahit olduğu bir tanesini aynen naklediyorum.Sözünü edeceğim isimlerin anlayışlarına sığınarak konuyu dile getiriyorum.

Gençlik yıllarımız gecelerin uzun olduğu bir kış günü eşinin elbiselerini giyerek bizim eski küçük evimize Mustafa Kara (Behram oğlu) ağabey ile beraber gelirler. Akşam karanlığında kapı çalınır,ve ben kapıyı açarım.Mustafa ağabey kapıda,tanımadığım bir bayan arka tarafta.Kemal ağabey bıyıklı olduğu için tam tesettürlü yani sadece gözleri görünüyor. Mustafa ağabey Trabzon'daki hısımlarımızdan bir bayan bizi ziyarete geldiğini söyledi ve ben geri çekildim. Bayan olduğu için annemkapıya geldi buyur etti ama kapıya yanaşınca Kemal ağabeyin bıyıkları hafifçegörününce annem tanıdı ve seyreyle kahkahayı.

Ağabeyim Reşat Hoş'ta içeride ve planlar yapılıyor meğer amaç İbrahim Kılıç ağabeyin annesi Fatma teyze(Kendisini rahmetle anıyorum)eşi kitapçı Mustafa amcaya bir horoz kesmiş;Onu afiyetle yemek.Yapilan plan üzerine doğru İbrahim Kılıç'ın evine, kapı Mustafa Kara tarafından çalınır ve Resat Hoş'un Paçandan bir kız kaçırdığını olayın jandarmalık ve mahkemelik olduğunu anlatır.Fatma teyze derhal içeri davet eder. Resat ve kız bir odaya Mustafa Kara başka odaya alınır.Yemek verilecek ya kız belki başkasının yanında yemekyemeğe utanır.Uzatmayalım Mustafa amcaya ayrılan pişmiş horoz ve süt Kemal'ii afiyetle yenir. Oda da başka kimse yok Resat'la Kemal Şen sigaralarını tüttürüp gülüşürken Fatma teyze içeri girer Kemal Şen deki gülüşmeler büyük bir ustalıkla ağlaşmaya çevrilir ve saniyenin onda biri zamanda tam tesettüre bürünür.Fatma teyze tanımak ve konuşmak istemişsede Resat Hoş tarafından kaşlar çatılarak(Boş ver zaten zorla kaçırdık bırak ağlasın) diyerek engellenir.Diğer odada olan Musatafa ağabeye izzeti ikram yapılır ve Fatma teyze herkese yapmayacağı teklifi yapar"Uşağum siz benum İbrahim'un arkadaşısunuz Jandarmalar kelur sizi burda bulabilur ben sizi Paldacıya getureyim orada sizi kimse bulamaz ben orada sizi iki ay bakarım"bizimkiler tesekkürden sonra hiç bir açık vermeden tekrar gelebileceklerini belirterek oradan ayrılırlar. Bize gelerek olanları anlattıktan sonra kahkaha tufanıdır gider.Ve sabah...

Lise son sınıftayım ve tam okula gitmek için kapıdan çıkacağım sırada kitapçı Mustafa amca (Allah uzun ömürler versin) içeri giriyor ve ben kulak misafiri oluyorum o yavaş konuşması ile Mustafa amca rahmetli babama "Hasan usta hayırlı olsun ebices nife" Babamın olaylardan haberi yoktur ve küpler biner babamı teskin etmeye çalışırken elinde bulunan bir miktar parayı babama uzatır. Babam hele dur bakalım ne oluyor der ve ben okula gitmek için evden kahkahalarla çıkarım. Camii ye inmeden rastladığım gelinler yaptığımızın gelinin portresini tarif etmemi isterler ve ben sadece uzun boylu olduğunu söyleyerek koşa koşa uzakaştım.

Öğle üzeri ağabeyim camii nin yanına iner ve rahmetli tufanina Fatma teyze onu görür "Ola e gavur hem kız kaçurursun hemde buralarda gezersin çabuk kaybol " Ağabeyim cevap verir.
" Bişiolmaz hala boş veeeeerr" Evet o manzara hala teferruatlı bir şekilde hala anlatılır ve gülüşülür.

Bir anektot daha Kemal Şen'den.Askerde etrafındaki arkadaşlara müthiş kemençe çaldığını söyler söylemiştir bir kere ne bilsin ki bir zaman sonra Subay gazinasunda Subayların ailelerine gece düzenleneceğini ve kemençeci arandığını. Bölüklere sorulur ve apar topar Kemal Şen getirilir nasılsa kemençe bulamazlar hesabıyla çalarım bir kere demiş.Askere akıl ermez derler ya komutan emri verir" Oğlum şu parayı alın ve en iyisinden bir kemence satın alın."Kemal Şen'e hüzün ,korku ,titreme alır; Ne yapsın çıkar yol arıyor ama bir türlü labiret çözülmüyor.

Eğlence sazlar,cazlar,oyunlar,danslar ve Kemal Şen için o korkulu an geldi.Sahnede kemençesi ile Kemal Şen anons edilir ve efsane kemençeci sahnede artık..."Komutanım ayak ayak üstüne atıp akord edebilir miyim" der titrek sesi ile " Oğlum herşey serbest ne istersen yap! " bıkkınlık vermek için akort etmeyi uzatır bizimki ama nafile herkes pür dikkat kemençeyi bekler.Kemal Şen çaresiz avazı çıktığı kadar yüksek sesle türküye asılır kemençeden sadece zır zırrr sesleri kendi duyacağı kadar çıkar.Tabi Rizeli olan komutan sahneye fırlar ve askeri usüllerce Kemal Şen'in adı soyadı söylenir tokatla sahneden kovulması Kemal Şen için madalya almış gibidir.

Bu günlük bu kadar Kemal Şen ikide buluşmak ümidi ile muhabbetlerimi sunuyorum...

Login


 

Ziyaretçi Defteri

pasamehmet
Herkeze Selam, acaba bu ""Sülaleye dayali Soy Ağacimiz."" ne zaman faaliy...

Ilkokul Mezunlarimiz

Eğridereköyü İlkokulu ilk olarak 1948 - 2008 Eğitim Yili

Calisma Asamasinda

Eğridere Köyü Facebook

Sosyal Medyada da, beraber kalalim.
Takip et Tiklayiniz

Go to top