Makale Dizini

                       Hekim suyu

              ----------- Ayhan HOŞ (İlçe Milli Eğitim Müdürü)-----------------

   Tabiatın. İnsanoğlunun karşılaştığı bir çok hastalığın çaresini içinde sakladığı öteden beri çeşitli otoritelerce vurgulanmıştır.
Zaten ”Tabiat ana” sözü de üzerinde yaşayan canlıları besleyip büyütüp. koruduğu için söylenmiştir .tabiatta öyle olaylar ve olgular vardır ki insanoğlu bunları sırrına erememiştir

   Bazen bu olay olgular insanın hayal.düşünemeyeceği boyutlardadır İşte burada Allah’ in yaratıcılık üstünlüğü ortaya çıkmaktadır . Dünyamızın diğer ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’mizde de çeşitli şifalı sular ve kaplıcalar mevcuttur.

   Bunları bir kısmı yetkililerce incelenmiş tahlil edilmiştir. Ancak ülkemizde çeşitli yerlerde bulunan ve halk tarafından kullan inan bazı şifalı sular ve kaplıcalar mevcuttur. Bunların bir kısmı yetkililerce incelenmiş tahlil edilmiş . 
  Tip otoriterlerce de faydalı oldukları kabul edilmiş. Ancak ülkemizde çeşitli yerlerde bulunan ve halk tarafından kullanılan bazı şifalı sular ve kaplıcalar mevcuttur. Bunların bir kısmı yetkililerce incelenmiş tahlil edilmiştir. Tip otoritelerince de faydalı oldukları kabul edilmiştir.

   Ancak ülkemizde çeşitli yerlerde bulunan ve halk tarafından kullanılan bazı şifalı sular vardır ki henüz tanıtımı yapılmamıştır.

   Böyle bir şifalı su ilçemiz. Eğridere köyünde vardır.

  
   Halkın hekim suyu olarak adlandırdığı bu su Eğridere köyünü yaylaya birleştiren yolun 4.km sinde derenin yanında bulunmaktır. muhafazaya alınmış durumdaki Hekim suyunda banyo yapma imkanı da var.

   İyi Geldiği rahatsızlıklar:
Bütün bu yazdıklarımızın sonucuna gelelim .Bu su nereye yarar ?canlı misal verelim Eğridere köyünden Halil TOK uzun zamandan beri İsviçre’de çalışmaktadır. Eşinin başında bazı yaralar olmuştur .
Avrupa’da çalışmanın avantajlarını kullanarak hemen cildiye uzmanlarına başvurdu lakin yaralar bir türlü iyileşmez .artarak devam eder .
Doktorlar Dahiliye Uzmanlarına da hastasını göstermesini isterler .
Bunu da hastasını göstermesini isterler .
Bunu da deneyen Halil bundan da sonuç alamaz.Uçağa atladığı gibi İstanbul’a gelir hanımıyla.İstanbul’da ki cildiye ve dahiliye uzmanlarının reçetelerini de uygular.
Ancak yine de sonuç alamaz.

    

Yaralar hastayı iyice rahatsız etmekte ve kafanın hemen tümüne sarmak üzeredir.
Memlekete gelir.çaresiz bir vaziyettedir .Konu komşu “Yahu bu hastayı hekim suyuna bir götürsen “der Halil’e. Hekim suyuna gidilir. Hastanın kafası yıkanır birkaç gün süreyle yaralar yavaş Solmaya başlar . on gün sonra bütün yaralar kaybolur o gün bu gün bir daha çıkmaz Gelelim diğer bir misale .eğridere köyü ilkokul müdürü Mehmet Reşat boz oğlunun kolunda meydana gelen ve bir türlü iyileşmeyen yaralar için Trabzon”da cildiye uzmanlarına gider,aldığı reçeteleri uygular,aldığı reçeteleri uygular.Yaralar bir müddet iyileşir sonra tekrar depreşir.
Daha önce Halil TOK hastasını hekim suyunda iyileştirdiği için kendisi de çocuğunu Hekim Suyuna götürür.
Yaralar su ile yıkanır.Üç gün içinde yaralar kaybolur.
Şimdi canlı bu misallerden sonra bile söylenecek bazı şeyler olabilir.
Ben bunu kaleme alan kişi olarak kocakarı ilaçlarına inanmayan ve müspet ilim yapan bir kişiyim.
Çeşitli istişareler de yaptım.
   Bu yazıyı kaleme almaktaki amacım tıbben çözüm bulamamış bir türü iyileşmeyen yarısı olan insanlarımızın bu şifalı suyu deneyerek şifa bulmalarına yardımcı olmaktır.Bu su hakkında ruhi rahatsızlıklara da iyi geldiği konusunda bir kanaat da vardır.bu konuda da bir araştırma yapmaya çalışacağız.

    
   Sağlıklı günler dilerim. Şifalı sularımız boşa akıyor
DOĞU Karadeniz bölgesi’nde şifa kaynağı doğal maden suları boşa akıyor.
Yalnızca bu bölgede 100’ü aşkın değerlendirilemeyen maden suyu bulunuyor.
Kafkasör’de Zigana Dağı eteklerinde,Trabzon ve Giresun yaylarında boşa akan maden sularının çoğunun başta böbrek ve mide rahatsızlıkları olmak üzere birçok hastalığa iyi geldiği biliniyor

23 Temmuz 1994
Ayhan HOŞ


    Hekim Suyu

   Hastalık gelmeden önce sıhhatin kıymetini bilmek ve onu korumak için mevcut imkânlar dahilinde her türlü tedbirleri almak lâzım.
Buna rağmen zaman zaman hastalıklarla yüz yüze gelmek kaçınılmaz olur.

    
   Bir derde maruz kalan insan, devası için her türlü yola başvurur; doktor doktor dolaşır, şifalı bitki ve sulardan çare arar, yeri gelir bir umut deyip halk arasında kocakarı ilaçları diye tabir edilen yöntemlerden derman bulmaya çalışır.

   Günümüzde hastalıklara karşı tıbbi müdahalenin yanı sıra şifalı suların da tedavi maksatlı kullanıldığı herkesçe malum.

   Artık doktor sevkiyle kaplıcalara giden binlerce insan var.
   Demek ki ihtiva ettikleri madenler itibariyle bir çok hastalığa iyi geliyor bu sular.

   Köyümüzde de eskiden beri bilinen ve şifa bulmak maksadıyla gidilen bir suyumuz var:

    
   Hekim Suyu.
   Diğer bir adı da Kaduna Suyu.

   Kaduna diye tesmiye edilen bir bölgede olması hasebiyle bu ad verilmiş.
   Ama günümüzde daha çok Hekim Suyu olarak biliniyor ve konuşuluyor.
   Mazisi hakkında kesin bilgiler mevcut değil. En yaşlı insanlar bile doğduklarında bu suyun var olduğunu söylüyorlar.
   Bu suyun ne derece şifalı olduğu belki tartışılabilir ama bilhassa eski yıllarda ta uzak köylerden özellikle Cuma günleri buraya gelindiğini, bu suyla yıkanıp iki rekat namaz kılındığını ve bu şekilde bir çok insanın şifa bulduğunu söylüyorlar.

   Sadece bizim köyde değil, yöre tarafından bilinen bir yer olma özelliği de var.
   Ayrıca buranın manevi bir yönünün olduğuna, mübarek bir zatın orada metfun bulunduğuna inanılıyor.
   Vuku bulan bazı hadiseleri buna delil gösteriyorlar.
   Bunun bizzat canlı şahitleri de mevcut. Şu anda 85 yaşında olan, rahmetli Sefer Kuber’in hanımı Hatice Korkmaz bakın Hekim Suyu ile ilgili neler söylüyor: “Hava Hulep’in düğünü yapılacaktı. Ali Hulep ile evlenecekti. Hava Hulep’in babası benim babamı vekil etti.

   Bizim evde yapıldı nişanı. Harcan’dan anam yağ, peynir yükledi bana, götür babana diye. Sepet sırtımda yola koyuldum.
   Kaduna’nın üstüne geldiğim sırada bir ışık gördüm Hekim Suyunun orda. Lambalar yanıyordu sanki. Akşam ezanı okunmuştu ve ortalık kararmaya başlamıştı.
   Baktım yeşil cübbeli insanlar o taşların üzerinde secdeye gidip geliyorlar.
   Akşam namazını kılıyorlardı sanki. Çok korktum. Hızlı adımlarla Şersa’daki dayıma geldim. Rahmetli Abuş’un oraya. Sepeti göstererek dedim bunları götürün Lağolos’a. Dilim korkudan tutuldu. Okudular beni ve ondan sonra kendime geldim”. Ve arkasından buraya giden bir çok insanın şifa bulduğunu ekliyor. Hatice Korkmaz ki anneannem oluyor aynı zamanda, şu anda hayatta ve bu olayı dün gibi hatırladığını söylüyor.

   O zamanlar 12 yaşlarındaymış.Yani 73 sene evvel. Yine Mustafa Korkmaz’ın hanımı, Halil Korkmaz’ın annesi İsminaz Hala mevzu ile alâkalı başından geçen bir olayı anlatıyor: “Gece haber geldi. Kız konuşamıyor diye. O zamana kadar konuşan kızım Hanife konuşamıyordu. Cuma günü sabah erkenden Kaduna Suyuna götürdüm onu. Aşağıdan yukarıya giderken dilsiz gibi konuşamıyordu ama dönüşte yukarıdan aşağıya konuşarak döndük”.

   Daha sonra kendi ayağı için de üç defa gittiğini ve şifa bulduğunu, derenin (eğridere) eskiden beri defalarca taşmasına rağmen o su kaynağının hiçbir zaman zarar görmediğini de ekliyor sözlerine İsminaz Hala. Kendisini hayır işlerine adayan rahmetli Hacı Koçak’ın Hekim Suyuna el atmaması düşünülemezdi.

   Nitekim oraya insanların rahatlıkla suyu ısıtıp yıkanabilecekleri ve namaz kılabilecekleri küçük bir tesis inşa etti, oraya inen yolu düzeltip derenin üzerine köprü yaptı.

   Yeri cennet olsun inşallah. Daha birçok insanın Hekim Suyu ile ilgili hatırası vardır. Numune olması açısından iki tanesini almayı uygun gördüm. Artık yorum sizin…

   Hekim Suyuna ulaşmak şimdi çok rahat yaya yolu yapılmıştır.


         


        Hekim Suyu

Hastalık gelmeden önce sıhhatin kıymetini bilmek ve onu korumak için mevcut imkânlar dahilinde her türlü tedbirleri almak lâzım.
Buna rağmen zaman zaman hastalıklarla yüz yüze gelmek kaçınılmaz olur.
Bir derde maruz kalan insan, devası için her türlü yola başvurur; doktor doktor dolaşır, şifalı bitki ve sulardan çare arar, yeri gelir bir umut deyip halk arasında kocakarı ilaçları diye tabir edilen yöntemlerden derman bulmaya çalışır.
Günümüzde hastalıklara karşı tıbbi müdahalenin yanı sıra şifalı suların da tedavi maksatlı kullanıldığı herkesçe malum. Artık doktor sevkiyle kaplıcalara giden binlerce insan var.
Demek ki ihtiva ettikleri madenler itibariyle bir çok hastalığa iyi geliyor bu sular. Köyümüzde de eskiden beri bilinen ve şifa bulmak maksadıyla gidilen bir suyumuz var:
Hekim Suyu.
Diğer bir adı da Kaduna Suyu.
Kaduna diye tesmiye edilen bir bölgede olması hasebiyle bu ad verilmiş.
Ama günümüzde daha çok Hekim Suyu olarak biliniyor ve konuşuluyor.
Mazisi hakkında kesin bilgiler mevcut değil.

En yaşlı insanlar bile doğduklarında bu suyun var olduğunu söylüyorlar.
Bu suyun ne derece şifalı olduğu belki tartışılabilir ama bilhassa eski yıllarda ta uzak köylerden özellikle Cuma günleri buraya gelindiğini, bu suyla yıkanıp iki rekat namaz kılındığını ve bu şekilde bir çok insanın şifa bulduğunu söylüyorlar.
Sadece bizim köyde değil, yöre tarafından bilinen bir yer olma özelliği de var.
Ayrıca buranın manevi bir yönünün olduğuna, mübarek bir zatın orada metfun bulunduğuna inanılıyor.
Vuku bulan bazı hadiseleri buna delil gösteriyorlar.
Bunun bizzat canlı şahitleri de mevcut.
Şu anda 85 yaşında olan, rahmetli Sefer Kuber’in hanımı Hatice Korkmaz bakın Hekim Suyu ile ilgili neler söylüyor:
“Hava Hulep’in düğünü yapılacaktı. Ali Hulep ile evlenecekti. Hava Hulep’in babası benim babamı vekil etti.
Bizim evde yapıldı nişanı. Harcan’dan anam yağ, peynir yükledi bana, götür babana diye.
Sepet sırtımda yola koyuldum.
Kaduna’nın üstüne geldiğim sırada bir ışık gördüm Hekim Suyunun orda. Lambalar yanıyordu sanki
Akşam ezanı okunmuştu ve ortalık kararmaya başlamıştı.
Baktım yeşil cübbeli insanlar o taşların üzerinde secdeye gidip geliyorlar.
Akşam namazını kılıyorlardı sanki.
Çok korktum.
Hızlı adımlarla Şersa’daki dayıma geldim.
Rahmetli Abuş’un oraya. Sepeti göstererek dedim bunları götürün Lağolos’a. Dilim korkudan tutuldu.
Okudular beni ve ondan sonra kendime geldim”.
Ve arkasından buraya giden bir çok insanın şifa bulduğunu ekliyor.
Hatice Korkmaz ki anneannem oluyor aynı zamanda, şu anda hayatta ve bu olayı dün gibi hatırladığını söylüyor.
O zamanlar 12 yaşlarındaymış.
Yani 73 sene evvel. Yine Mustafa Korkmaz’ın hanımı, Halil Korkmaz’ın annesi İsminaz Hala mevzu ile alâkalı başından geçen bir olayı anlatıyor:
“Gece haber geldi. Kız konuşamıyor diye.
O zamana kadar konuşan kızım Hanife konuşamıyordu.
Cuma günü sabah erkenden Kaduna Suyuna götürdüm onu. Aşağıdan yukarıya giderken dilsiz gibi konuşamıyordu ama dönüşte yukarıdan aşağıya konuşarak döndük”.
Daha sonra kendi ayağı için de üç defa gittiğini ve şifa bulduğunu, derenin (eğridere) eskiden beri defalarca taşmasına rağmen o su kaynağının hiçbir zaman zarar görmediğini de ekliyor sözlerine İsminaz Hala. Kendisini hayır işlerine adayan rahmetli Hacı Koçak’ın Hekim Suyuna el atmaması düşünülemezdi.
Nitekim oraya insanların rahatlıkla suyu ısıtıp yıkanabilecekleri ve namaz kılabilecekleri küçük bir tesis inşa etti, oraya inen yolu düzeltip derenin üzerine köprü yaptı.

Yeri cennet olsun inşallah. Daha birçok insanın Hekim Suyu ile ilgili hatırası vardır.
Numune olması açısından iki tanesini almayı uygun gördüm. Artık yorum sizin…


 

Login


 

Ziyaretçi Defteri

pasamehmet
Herkeze Selam, acaba bu ""Sülaleye dayali Soy Ağacimiz."" ne zaman faaliy...

Ilkokul Mezunlarimiz

Eğridereköyü İlkokulu ilk olarak 1948 - 2008 Eğitim Yili

Calisma Asamasinda

Eğridere Köyü Facebook

Sosyal Medyada da, beraber kalalim.
Takip et Tiklayiniz

Go to top