Köylümüz Prof.Dr.Necati Ağıralioğlu´nun kaleme aldığı "ÇAYKARA TÜRKÇESİNDEN KELİMELER VE DİĞER İLÇELERLE ORTAK KULLANILANLAR" adlı araştırma yazısını paylaşıyoruz

  •  İÇİNDEKİLER
    GİRİŞ
    ÇAYKARA TÜRKÇESİNDEN KELİMELER
    İKİZDERE İLE ORTAK KELİMELER
    BAYBURT İLE ORTAK KELİMELER
    KÖPRÜBAŞI İLE ORTAK KELİMELER
    AKÇAABAT İLE ORTAK KELİMELER
    SONUÇ
    1. GİRİŞ

    Toplumun fertlerini birbirine bağlayan en önemli unsur dildir. Dil her türlü iletim aracı ile her an içi içe yaşadığımız ve kullandığımız bir kavram. Aynı şekilde tarih de çok önemli. Geçen gün okuduğum bir kitapta “tarihini bilmeyen bu gününü de bilmez, yarınını da hiç anlamaz“ yazıyordu.

    Esasında dil, din ve tarih kültürün sacayağını oluştururlar. Bu üç unsur toplumun sosyal yapısının da köşe taşlarıdır. Bu bakımdan sadece konunun uzmanları değil, her münevver, hatta her fert bu üç konu ile ilgilenmek durumundadır. Bu üç unsur birbirinden bağımsız değil, karşılıklı etkileşim içindedirler. Hatta coğrafya ile de önemli bağlantıları vardır. Kısacası diller zamanın yani tarihin ve mekânın yani coğrafyanın etkisi altında yaşarlar ve gelişirler. Bunun için Türkiye´de Cumhuriyet döneminde Ankara´da 1935´te kurulan ilk fakülte Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesidir.

    Bir bölgede kullanılan kelimeler insanların seyahatleri ile bölge dışına taşınır, yayılır ve zamanla değişikliğe uğrar. Eskiden ovalarda ulaşım kolay olduğundan ovalarda kültürler daha kolay yayılırdı. Dağlık bölgelerde ve vadilerde ise ulaşım eksenleri ve vadi boyunca dilde bütünlük sağlanırdı. Öte yandan denizlerle ulaşım kolay sağlandığından deniz kıyılarındaki yerleşimlerde ortak kelimeler çoktu.

    Son zamanlarda dillerin ve bunların kelimelerinin tarihe ve coğrafyaya bağlı değişimleri diğer metotlar yanında zaman ve mekân boyutlu matematik modellerle de incelenmektedir.

    Çaykara yöresinin geçmişteki kültürünü yansıtan pek az yazılı eser bulunmaktadır. Sözlü kültürde kullanılan Türkçe kelimeler atalarımızın bize miras bıraktığı en önemli hatıralardır. Bunların unutulmasına ve kaybolup gitmesine gönlümüz razı değil.

    Bu çalışmada Çaykara´da halkın kullandığı Türkçe kelimeler ve bunlardan yakın ilçelerde ortak olanlar değerlendirilecektir. Bu çalışmanın bir gayesi mahalli kelimeleri hatırlamak, unutulmalarını ve kaybolmalarını önlemek için onları yazılı hale getirmektir.

    Diğer bir maksat ise Çaykara yöresi halkının etrafındaki ilçeler halkı ile kadar etkileşim içinde olduğunu anlamaktır. Bunun İçin ilçenin Doğusundaki İkizdere, Güneyindeki Bayburt ve batısındaki Köprübaşı halk ağzı kelimeleri de incelenmiştir.

    2. ÇAYKARA TÜRKÇESİNDEN KELİMELER

    Çaykara geçmişte Of ilçesine bağlıydı. Of ilçesi ise Solaklı ve Baltacı derelerinin havzalarından meydana geliyordu. Çaykara 01.01.1948´de ilçe oldu. Of topraklarının güneyi bu yeni ilçeye bağlandı. Of ile Çaykara toprakları arasında kalan ve Holo Deresi vadisini de içine alan Dernekpazarı 10 Mayıs 1990 tarihinde kuruldu. Yine Of ile Çaykara toprakları arasında kalan ve Baltacı Deresi vadisinde bulunan Hayrat 1991 yılında ilçe statüsüne geçmiştir. Böylece 70 yıl önce tek ilçe olan bu iki vadi toprakları 4 ilçeye ayrılmış oldu (Şekil 1).

    Şekil 1
    Trabzon İlçeleri haritası Çaykara´da yüz yıl öncesine kadar, yılın 12 ayı sadece Solaklı vadisi ile sahile, yani kuzeye ulaşılabilirdi. Güneydeki yüksek dağlar her mevsim geçit vermezdi. Mesela Bayburt´a ulaşımı sağlayan Soğanlı Dağlarındaki Kemer Geçidi yılda 6-7 ay, Haldizen Dağındaki Aygır Gölü yanından geçen katırcı yolu beleni 4-5 ay, Anzer´le bağlantı sağlayan Harami Dağı Geçidi 5-6 açıktı. Bütün bu geçitler patika şeklinde yollardı. Çaykara´nın doğu ve batı sınırları da sırtlardan oluştuğu için kışın fazla işlek değildi. Bu iki vadi içindeki köylerde yaşayanlar genellikle iki vadi boyunca uzanan patikalarla ilçelerine ulaşabiliyordu. Bu bakımdan Çaykara topraklarında yaşayan insanlar kapalı bir havzada hayatlarını sürdürmekteydi.

    Öte yandan Solaklı Vadisi patikası da yük hayvanları için pek uygun değildi. Çünkü Taşhan ve Cumapazarı güneyinde vadi iyice daralır ve sarp yamaçlardan oluşurdu. Ayrıca sahile yakın Solaklı Deresi üzerinde doğru dürüst bir köprü yoktu. Bunun için olsa gerek, 1831´de yapılan ilk nüfus sayımını gerçekleştiren ve Of´tan gelen memurlar Kabataş, Zincirli, Yeşilalan, Taşören, Baltacılı, Arpaözü ve Demirkapı köylerini yanlış olarak Baltacı Vadisine kaydetmişlerdir (Demircioğlu ve Bilgin, 2011). Aynı şekilde Çayıroba Köyü ise yine yanlış olarak Solaklı Deresi Vadisine kaydedilmiştir. Bu durum memurların Hükümet Merkezi olan Eskipazar´dan çıkıp Baltacı Deresi Vadisi yolu ile Çaykara yöresine daha kolay ulaştıklarını düşündürmektedir. Yazın ise Solaklı ve Baltacı Dereleri arasındaki sırtlardan at sırtında ulaştıkları fikrini akla getirmektedir. Zaten Hasan Umur´unun belirtiği gibi (Umur, 1951) hükümet merkezi Eskipazar´dır ve Baltacı Deresi, Solaklı Deresine göre tarıma daha uygundur. Bugünkü Of Merkezi bir ara Solaklı diye anılmış. Kısaca 100 yıl önce Çaykara köyleri Of ilçesine bağlı olmakla birlikte ilçeye ulaşım da kolay değildi. Ancak Of- Çaykara- Bayburt araba yolu 1917´de açıldıktan sonra Solaklı vadisinde ulaşım eskisine göre kolaylaşmıştır.

    Ayrıca Uzungöl´ün güneyi ormanlarla kaplı ve sarp yamaç ve kayalıklardan oluştuğundan buradan güneye sadece yük hayvanlarının değil, büyük baş hayvanların geçmesi bile zordu.

    Eskiden Çaykara´da farklı köylerdeki insanların bir araya gelmesini sağlayan faaliyetler alışveriş için çarşılara gidilmesi, farklı köylerin farklı yerlerde yaylalara çıkılması, köyler arası düğünler ve imeceler ile buralarda eğlenceler yapılmasıdır. Bir de bölgede yaygın olan medreselere farklı köylerden insanlar eğitim için gelirlermiş

    Of ve Bayburt dışındaki alışveriş merkezleri Cumapazarı, Dernekpazarı ve Çaykara´da birkaç han ile birkaç dükkândan ibaretti. Bir de Hadipazarı vardı. Mesela o zaman oldukça işlek olan Hadipazarına Yeşil alan, Taşören ve Eğridere´den geçen geniş ve düz bir patikadan ulaşılırdı.

    İnsanların kaynaşmasını sağlayan diğer bir vasıta farklı köylerin farklı yaylalarda yayla yapmasıdır. Mesela Demirkapı- Büyükyayla´da 7-8 farklı köyden insanlar yayla yapardı. Bunların bir kısmı Of köylerinden, hatta Baltacı Deresindeki Eskipazar´dan gelirdi. Yine Işıklı ve Taşören mahallelerinin bir kısmı Baltacı Deresinin doğu yakasındaki Cunis Yaylasında, bir kısmı Files´te; Ulucami´nin bir kısmı Demirkapı- Büyükyaya´da, bir kısmı Sarıkaya´da, hatta bir kısmı Haldizen Dağ Silsilesinin güneyindeki Bayburt topraklarında yaylaya çıkardı. Aksoğan´ın bir kısmı Eğrisu´da, Şahinkaya´nın bir kısmı Kuşmer Yaylasında hayvancılık yapardı. Maraşlı Köyü Solaklı Deresinin doğusunda olduğu halde yaylaları derenin batısında bulunan Sıçanobadır (Mutluoğlu, 2017).

    Diğer kaynaşma vesileleri köyler arası düğünler, eğlenceler ve söz ustalarının karşılıklı türkü atışmalarıdır.

    Bazı köylerde öğrenci sayıları 50-60 kişiye varan medreseler kurulmuştu. Medrese eğitimi de farklı köylüleri bir araya getirebilirdi. Genellikle değerli müderrislerin evlerine eğitim almaya giden öğrenciler de çok farklı köylerden toplanıp gelirmiş.

    Bütün bunlar Of ilçesindeki insanların kaynaşmasını, bir ortak kültür ve dil oluşmasını sağlamıştır. Dolaysıyla Of ilçesi eski toprakları iki farklı vadiden meydana gelmesine rağmen biraz telaffuz farkları olan ortak bir dil de meydan getirmiştir. Bu günkü mahalli kelimelerde hemen hemen Of, Çaykara, Hayrat ve Dernekpazarı´nda ortak kelimeler kullanılmaktadır. Bütün bunlar bugün 4 ilçeden oluşan eski Of´ta ortak bir Türkçe oluşmasına katkı sağlamıştır. Fakat bu ortak Türkçe pek yazılı kültür olarak kullanılmadığı için kelimeler zamanla unutulmak üzeredir. Bu çalışmanın bir hedefi bu kelimelerden akılda kalanları yazılı hale getirmek ve komşu ilçelerde hangilerinin ortak kullanıldıklarını belirlemeye çalışmaktır.

    Çaykara İlçesinde geçmişte kullanılan mahalli Türkçe kelimeler Tablo 1´de verilmiştir (Niyazoğlu ve Pamuk, 2013). Burada 532 kelime tespit edilmiştir. Yakın ilçeler daha ayrıntılı incelense ve yerinde ayrıntılı araştırmalar yapılsa bu sayının artacağı muhakkaktır.

    Tablo 1 Çaykara İlçesinde kullanılan mahalli Türkçe kelimeler (532 Kelime)
    A
    Abula: Abla
    Aç olmak: Acıkmak
    Açuk: Açık
    Afkurma: Havlamak, ürümek
    Ağu: Ağı Ahbin: Gübre, hayvan dışkısı Ahıraltı: Evin dıştan aşağı kısmı Aka: Ağabey Aletrik: Elektrik Altateş: Tabanca Alti: 1. Altı, 2. Aldı Altun: Altın Ambar: Anbar Amel: 1. İshal, 2. Eylem, fiil Ana: Anne Anaga: Anneanne, Babaanne Anca: Sadece Ancami: Acemi Ander: Uğursuz Angmak: Anmak Arkuri: Aykırı, çapraz Aru: Arı Aşhana: Aşhane, evlerde büyük ocak yeri Aşurmak: Kaçırmak Avara: Boş, avare Avli: Avlu Ayakyolu: Tuvalet Ayna: 1. Dürbün, 2. Ayna Ayu: Ayı Azuk: Kumanya, azık B Bağa: Bana Bakla: Fasulye Barot: Barut Batman: Bir ağırlık ölçü birimi Beydoğa: Kötü dua, beddua Beyhude: Boşuna Beyuk: Büyük Bezirgân Aşı: Ekmek ve Peynirden yapılan bir çeşit yemek Bi loma: Bir lokma Bile: İle Bilevlemek: Bilemek Birlen: Birden Bişe: Bir şey Bişti: Biçti Boba: Baba Boğalmak: Bunalmak Boğazli: İştahlı Bolanuk: Bulanık Bolaştı: Bulaştı Bole: Böyle Bostan: Salatalık Boşina: Boşuna Boylamak: Su derinliğini boyla ölçmek Boyleliklen: Böylece Boz: Gri Bucak: Köşe Buğda: Buğday Buhtan: İftira Buldur: Geçen sene Buldurcin: Bıldırcın Bumbura: Arı Burhenk: Boru Burmak. Evcil hayvanları kısırlaştırmak Buyuk: Bıyık Buzak: İnek yavrusu, buzağı Büyükana: Büyükanne C Came: Cami Can darlığı: Can sıkıntısı Can: Ruh Cazu: Cadı Cereme: Ceza Ceyran: Elektrik, cereyan Cigara: Sigara Ciniviz: Ceneviz Cucuk: Civciv Cufut: Çok sinirli Cumur: Bir yemek çeşidi Cuş: Yük hayvanın dur emri Ç Çabula: Ayakkabı Çağ: Şiş Çağıl: Çakıl Çağıldak: Çekirdek Çali: Çalı Çamaşur: Çamaşır Çapa: Bir ucu enli, bir ucu sivri kazma Çapula: Ayakkabı Çark: Dişli Çaruk: Çarık Çatmak: Karşılaşmak Çayırcılık: Çayır biçme ve ot kaldırma işleri Çaynik: Çaydanlık Çebiç: Bir yaşındaki keçi Çecuk: Çocuk Çekme: Peynir türü (Çekme Peynir) Çekuç: Çekiç Çenge: Çene Çerap: Çorap Çeynemek: Çiğnemek Çıtar: İbik Çiçen: Peynir suyu Çifte: Evlerde 2. Kat, 2. Hayvanın çift ayakla attığı tekme Çikit: Çekirdek Çimmek: Yüzmek, yıkanmak Çingan: Çingene Çokpara: Arsa, ocak para Çolbaz: beceriksiz Çordak: Misafir odası Çumah: Çomak Çuruk: Temmuz ayı Çuş: Yük hayvanına dur emri D Daha: Henüz Dak: Dek, kadar Dalak: Karaciğer Dalda: Korunaklı açık yer Dane: Tane Dayda: Ayakta dur (çocuk dili) Dayman: Daima Değmiş: Olgunlaşmış meyve Deh: Yük hayvanlarına yürü emri Delikli demir: Tabanca Denemit: Dinamit Deppo: Depo Deste: Bağlanmış ot Deşek: Döşek Deşurmek: Toplamak Dink: Arpa ve buğday tanelerini kabuğundan ayıran değirmen Dişlemek: Isırmak Div: Dev Dizluk: Kadın iç çamaşırı Dolaylık: Kadın etek dış örtüsü Doli: Dolu Domruk: Tomruk Dövlet: Devlet Dufa: Dıştan evin yukarı tarafı Duğa: Dua Düneyin: Dün E E: Ey, karşıdakine hitap şekli Eba: Kadınlara ey hitabı Ebiri: Öbürü Eger: Eğer Eğine: Önüne Ehali: Ahali, halk Ehbap: Ahbap Ehlak: Yaratılış, huy Ehtiyar: İhtiyar Ehya: Gübre Ekin: Tahıl Ekiz: İkiz Ekraba: Akraba Eksuk: Eksik El mali: Yabancı mal Elil: Alil, Kötürüm Elmek: Ölmek Emcuk: Emzik Emice: Amca Emraz: Hastalıklar Encuk: Enik, yavru Endurmek: İndirmek Eniş: İniş Erazi: Arazi Eruk: Erik Eşkin: Filiz Eşşek: Eşek Etmek: Ekmek Evle: Öğle Eyi: İyi Ezen: Ezan Ezrail: Azrail Ezva: Kibrit F Farfara: Kelebek Faydos: Paydos Ferik: Tavuk yavrusu, büyümüş civciv Filit: Haşere ilacı püskürten alet Firket: Gariplik, firkat Flamur: Ihlamur Funduk: Fındık Furça: Fırça Fursat: Fırsat Furtuna: Fırtına Furun: Fırın Fuşki: Hayvan pisliği G Gale gale: İneği çağırma şekli Gapgara: Kapkara, simsiyah Gaşti: Kaçtı Gaşuk: Kaşık Gavran: Ağaçtan yapılmış yağ ve peynir kabı Gelik: Boynuzlu koyun Gemre: Gübre Gerdel: Geniş tahta kap Geyinmek: Giyinmek Gıdık: Oğlak Gız: Kız Gice: Gece Gogoç: Öcü Goluk: Boynuzsuz keçi Göğercin: Güvercin Göhi: Güneye bakan yer Gömlek: Erkek iç giyimi, fanila Gön: Deri Görüm: Görümce Guko: Guguk Kuşu Guguvaga: Mantar Gumul: Yığın, ot yığını Gurna: Musluk Güleş: Güreş Güman: Ümit Günüz: Gündüz Güyam: Güya Güz: Sonbahar Ğ Ğoy: Üvey Ğu: Şaşırma nidası H Ha şimdi: Hemen şimdi Habire: Devamlı Habu: Bu Haçan: Ne zaman ki Hafuz: Hafız Halaz: Dolu Hale: Hela Hamail: Muska Haman: Hemen Haneka: Yayla evinde kiler Hark: Ark Hartoma: Ahşap çatı örtü malzemesi Haşıl: Kavut unundan yapılan bir çeşit yemek Haşlak: Çok sıcak Hau: Şu Hayat: Balkon Hayde: Haydi Hayf: İntikam Helbet: Elbet Hembelek: Hımbıl Hemence: Yün iplikten dokunmuş heybe, azık torbası Heram: Haram Herhalda: Herhalde Heris: Haris Hernuk: Kuraklık Herslenmek: Hırslanmak, öfkelenmek, kızmak Hesut: Hasit Heya: Hayâ Heyir: Hayır, iyilik Heyrat: Hayrat Heyvan: Hayvan Hezek: Kızak Hi: İğrenç bir şey için tepki sesi Ho: İneklere yürü emri Honi: Huni Horom: 1. Ot bağı, 2. Horon Hoşot: Mısır koçanının kabuğu Hov: 1. Hız, 2. Hırs, arzu Hozan: Verimsiz toprak Hurafa: Hurafe Hutbin: Sinirli, kibirli İ İki canlı: Gebe İlan: Yılan İlen: İle İlla: Mutlaka İpranmak: Yıpranmak İstah: İştah İsteyici: Dilenci İş Doni: İç donu İşluk: İş gömleği, işlik İtmek: Yitmek J K Kabalak: Kepenek Kabur: Mezar, kabir Kaful: Çalı kümesi Kağet: Kâğıt Kahriman: Kahraman Kancuk: Kancık Kara güz: Güz sonu Kara kış: Kış ortası Karamal: Büyük baş Kardaş: Kardeş Karğa: Karga Kav: Kibrit Kavğa: Kavga Kayın: Kayınbirader Kehriz: Yeraltı kanalı, kanat Kelep: İpliği parmaklara dolayıp yapılan yumak Kendir: Kenevir Kenef: Tuvalet Kerenti: Tırpan Kesim: Hayvan ürünlerinin bütünü Ketim: Nüfusa yazılmamış saklı çocuk Kılavlamak: Bilemek Kıran: Tepe Kırtıl: otlak, otlak parası Kısır: O yıl doğurmamış evcil hayvan Kibi: Gibi Kindi: İkindi Kirez: Haziran ayı, kiraz Kirka: Bir ucu enli, bir ucu sivri kazma, kırka Koçayı: Ekim ayı Kokoç: Çocuk dilinde korkunç, çirkin Kolof: Pide Kom: Küçük mezire evi Komar: 1. Kumar, 2. Orman gülü Konkoroş: Turşusu yapılan bir bitki Kopça: Düğme Kopel: Piç, yaramaz çocuk Kopmak: Yürümeye başlamak Kopuk: Delikanlı, çapkın Korkuzan: Korkak Korom: İs, kurum Korop: Derme çatma barınak Koruk: Koru Kot: Bir tahıl ölçüsü Kotkafa: Beyinsiz, akılsız Kötek: dayak Kubat: Utangaç, çekingen Kucuk: Şubat ayı Kudi kudi: Köpeği çağırma sesi Kukula: Bir çeşit başlık Kumuş: Kestane meyvesinin dikenli dış kabuğu Kupa: Bardak Kupli: Asma kilit Kurç: Sızma peynir tomarı Kurşum: Kurşun Kurun: Ahşap peynir muhafaza kabı Kurut: Kurutulmuş yoğurt Küski: Kayalarda delik açmada kullanılan uzun demir, küskü Kuşluk: Sabahla öğle arasındaki vakit Kutaf: Köpek yavrusu Kuti: Kutu Kuvar: İplik yumağı Kuyı: Koyu Kuz: Kuzeye bakan yer Kuzi: Kuzu Külek: Ahşap yağ muhafaza kabı Külfet: Ev halkı, yük Külür: Bir tür bezelye Kütük: Nüfus kayıt defteri L Lağom: Dinamit, lağım Lağop: Lakap Lahori: Bir cins yün kuşak (Lahor kuşağı) Lampa: Lamba Lapaza: Yayla içlerinde yetişen bir ot Lapor: Rapor Lenger: büyük bakır kap Lirkapa: Mavi çilek Longoz: Derin göl Lor: Bir peynir türü Lüküs: Bir aydınlatma aracı M Mahana: Bahane Mal: İnek, büyük baş hayvan, Malez: Un yemeği Manca: Çorba, ana yemek Maraz: Sara gibi ruhi hastalık Maslahat: Yardım Maşat: Mezar taşı Mazi: Kağnı tekerleklerini birbirine bağlayan ağaç Mbu: Su (çocuk dili) Mehli: Mahalli Memişhane: Tuvalet Merenk: Otluk Mes: Mest Meşe: Orman Met: Çelik-çomak oyunda kullanılan dal parçası Mezene: Zannetme, şüphelenme Mintan: Gömlek Minzi: Çökelek peyniri Mora: Böğürtlen Muğ: Çivi Muhlama: Mıhlama, yapışkan peynir yemeği Munzur: Çene kısmı Musaf: Mushaf Musafir: Misafir N Na: Al Nahır: çok sayıda büyükbaş hayvandan oluşan sürü Nalet: Lanet Nebet: Nöbet Nemaz: Namaz Nesip: Nasip Nezuk: Nazik Niza: Çatışma Nusibet: Musibet Nuska: Muska Nuzul: Felç olmak, inme O O ki: Mademki O biri: Öbürü Ocak: 1. Şömine, 2. Ev bark Ofurmak: Üflemek Oğa: Ona Oğramak: Uğramak Oğur: İneklerin öküze gelmesi Oğurlu: Uğurlu Oğutmek: Öğütmek Oğuz: Yabani Oha: Sığıra dur emri Ola: Erkekler için ey nidası Olar: Onlar Onutmak: Unutmak Opa: Oba Osun: Olsun Oşt: Hoşt Oyle: Öyle P Palak: Yüksek yerlerde yetişen ot Pambuk: Pamuk Peke: Peyke Perşenk: zil, haber Pina: Bina Pipil: Erkek çocuk cinsel organı Pisar: Çam ağacı reçinesi Pisik: Kedi Piştov: Silah, tabanca R Recber: Rençber, çiftçi Reyha: Rayiha, güzel koku Reyiz: Reis Rospi: Orospu Rufat: Rıfat Ruzigar: Rüzgâr S Sağın: Sağmal Salahana: başıboş, tembel Salitmak: Sallamak Sanduk: Sandık Sankim: Sanki Sebet: Sepet Sehluk: Deli, akılsız Sergi: Kilim gibi örtüler Sıfat: Yüz Sınor: Sınır Sırğan: Isırgan Sifte: Siftah Siğna: Yara izi Silik: Islık Siliklamak: Islık çalmak Simarlama: Ismarlama Sinor: Sınır Sizgeç: Süzgeç Soğmek: Sövmek Sokak: Evde hol, koridor Somar: Bir tahıl ölçüsü Sora: Sonra Sovan: Soğan Sovuk: Soğuk Su dökmek: Çiş yapmak Suçli: Suçlu Sufur: Sıfır Sulent: Oluk Suli: Sulu Surat: Yüz Suri: Sürü Susanmak: Susamak Suser: Büyük kilit Ş Şalğam: Şalgam Şamar: Tokat Şaplak: Tokat Şarba: Eşarp Şeher: Şehir Şelek: Bir tür yük bağlama şekli Şenlenmek: Yerleşime açılmak Şerit: Kalın ve uzun ip Şina: İplik yumağı Şindi: Şimdi Şişek: Bir yaşındaki koyun Şuşuruk: Balon T Tahra: Küçük balta Taket: Takat, güç Tatli: Tatlı Tavara: Karabasan Tavlanmak: Beslenmek Tavuşan: Tavşan Tekmuk: Tekme Ten: Nem Terek: Raf Teşki: Keşke Tet: Sakın (çocuk dili) Tevor: Kalın yapraklı çam ağacı Teyyare: Uçak Tik: Dik Tiken: Diken Toklu: Bir yaşındaki erkek koyun Toktor: Doktor Tüge: bir yaşındaki inek, düve U Uç: Üç Ufantı: Ekmek kırıntısı Urfan: İrfan Uruba: Elbise Urum: Rum Urus: Rus Usti: Üstü Uşak: Erkek çocuk, delikanlı Uşti: Uçtu Uy: Hayret nidası Uyki: Uyku Uzmek: Yüzmek Uzum ayı: Kasım, üzüm ayı Uzum: Üzüm V Varyoz: Balyoz Vikaye: Koruma Y Yalağuz: Yalnız Yaldanmak: Aldanmak Yangun: Yangın Yansılamak: Taklit etmek Yar: 1. Sevgili, 2. Uçurum Yasan: Bayır Yastuk: Yastık Yaşmak: Baş Örtüsü Yavri: Yavru Yaylim: Yaylım, otlak Yayuk: Yayık Yazbaşı: İlkbahar Yekten: Aniden Yel: Ağrı Yengi: Yeni Yengmek: Yenmek Yenlik: Hafif Yerelması: Patates Yerğan: Yorgan Yerişmek: Yetişmek Yesir: Esir Yeya: Yaya Yeyla: Yayla Yırmak: Irmak Yiğne: İğne Yiri: İri Yolçi: Yolçu Yolvarmak: Yalvarmak Yomurta: Yumurta Yorğan: Yorgan Yukli: Gebe Yulduz: Yıldız Yuzuk: Yüzük Yürek: Mide Z Zagoda: Yaban soğanı Zağar: Köpek Zalum: Zalim Zencir: Zincir Zevzek: Geveze Zırza: Menteşe Zibil: Bol, Sebil Zimbil: Zembil Zubun: Zıbın

    100 yıl önce Çaykara köylerinden vilayet merkezi Trabzon´a ender hallerde gidilirdi. Mesela sadece imkânı bol olanlar Trabzon´da bulunan doktorlara gidebilirdi. Bir de erkelerin askerlik dolaysıyla veya mevsimlik çalışma için bölge dışına çıkması söz konusu idi. Yine Rus işgali dolaysıyla batıya göçler olmuş ve 2 yıl sonra bazı aileler kendi topraklarına geri dönmüşlerdir. Bütün bunlar bölgenin bir asır önce dışa kapalı olduğunu ve içerde ise iyi bir iletişim ağı bulunduğunu göstermektedir.

    2. İKİZDERE İLE ORTAK KELİMELER
    İkizdere İlçesinde yaygın kullanılan mahalli Türkçe kelimeler kaynaklardan tespit edilip Tablo 2´de verilmiştir (Coşkun, 2017). Bu kelimelerin sayısı şimdilik 125 olarak belirlenmiştir. İkizdere´deki pek çok kelimenin Çaykara´dakilerle hemen hemen aynı olduğu görülmektedir. Orada telaffuz farkı olarak “ke” ve “ka” sesleri “ce” şeklini almıştır. Yörede göçler hep doğudan batıya doğru olduğuna göre göçle gelen ahali kendi kelimelerini yanlarında getirmişlerdir. 2016 yılında Ballı Köy (Anzer Köyü, İkizdere) için Anzer (Demir, 2016) diye bir tanıtım kitabı çıkarılmıştır. Kitabın sonundaki “Anzer Kelime ve Deyişler Sözlüğünde bulunan 300´den fazla kelimenin yüzde 90´ından fazlası Çaykara´da da kullanılmaktadır.
    Bu da bize iki ilçe kültürünün ne kadar yakın olduğunu gösterir. Zaten musiki aletlerinde ve türkülerde de yörenin üslubu ve kelimeleri Trabzon´dan çok Rize´ye yakındır. Mekân olarak da yöre, il merkezine göre Rize´ye daha yakındır (Şekil 2).

    Şekil 2
    Çaykara Yöresi Haritası Tablo 2 İkizdere İlçesinde halkın kullandığı mahalli Türkçe kelimeler (125 Kelime) Afkurmak: Havlamak, edepsizce konuşmak Afkurmak: Havlamak, yanlış konuşmak Ağır Ayak: Gebe Ağırayak: Gebe Ahpin: Gübre Aşlama: Ağaç fidesi Basabas: Tıka basa dolu Becit: Zor, acele Bola ki: İnşaallah, ümit edilir ki Çatma: Kavşak Çepiç: Altı aylık keçi yavrusu Çiçen: Süzme yoğurdun veya ekşimiğin suyu Çifin: Kokusu ağır, sarı çiçekli, zehirli orman gülü Ço: At ve katırı uyarma sözü Dalda: Yağmur ve rüzgardan korunaklı korunaklı yer, gölgelik Daltaşak: Çırılçıplak Değmek: Olgunlaşmak Dink: arpa-buğday kabuklarını ayırmaya yarayan değirmen Dizluk: kadının iç çamaşırı Dova: Dua Dumanlanmak: Sigara vetütün içmek Elçi: Kız istemeye giden kişi Fent: Tuzak, Fen Ferik: Piliç Filit: Haşere ilacını püskürten alet Foli: Folluk Ğayif: Intikam Ğezep: Gazap, Öfke Ğoy: Üvey Güman: Umut Hedik: Kar ayaklığı Heleke: Halka Hemail: Kadınların boyunlarına taktıkları bir tür muska Hernuk: Toprağın kolay kazılacak durumda olması Hesut: Gaddar, haset Hov: Hız, heves Hozan: Kıraç, verimsiz toprak İlan: Yılan İskat: Ölenin namaz ve oruç borçlarına kefaret olarak ayrılan para İşteyici: Dilenci, isteyici İtmek: Kaybolmak İturmek: Yitirmek Kabalak: Kepenek Kari Kuri: Bütün kadınlar Kavara: Yellenme Kavğa Kaşagusi: Insanları birbirine kışkırtan Kayiş: Bele takılan kemer Kevi: Sağlam, kavi Kiça: Topal Kidik: Oğlak Kılavlanmak: Bilemek Kırtıl parası: Yayla sahiplerinin yaylalara gelen yabancılardan aldığı köy sandığı parası Kırtıl: Yaylalarda yetişen, hayvanları severek yediği yağlı bir ot Koliva: Suda pişmiş mısır Kolot: Pide Koluk: Boynuzsuz teke Kom: Mevirelerde yapılan küçük ev Komar: Orman gülü Komsilamak: Şikâyetçi olmak Kopel: Piç, yaramaz çocuk Kopuk: Çapkın Korbakor: Hayırsız, lanetli Korkot: Kırılmış mısır Korop: Derme çatma barınak Kovermek: Bırakmak Kuka: Yumak Kukul: Küçük ot yığını Kukula: Yün fes Kukuli: Küçük tepe Külek: Çam ağacından yapılan kova Kumuş: Kestanenin dikenli kabuğu Kunci: Kuru kendir sapı Kupli: Kilit Kuplika: Hıçkırık Kurç: sert ve kuru çökelek Kurulmak: Süslenmek Kurumli: Biçimli, üstü başı düzgün Küski: Delik açmada, taş kaydırmada kullanılan uzun demir, küskü Kutaf: Köpek yavrusu Lağop: Lakap Lağum: Dinamit, lağım Lazut: Mısır Likapa: Kuş üzümü, mavi çilek Longoz: Derin göl Lop: Olgun meyve Malatok: Küçük balyoz Malez: Su ve unla yapılan yemek Meşe: Orman Mezene: Şüphe Mile: Misket Minci: Çökelek Miyancı: Elçi, meyancı, aracı Muncur: Dudak O ki: Madem ki Orkinmek: Ürkmek Patiç: Taze fasulye Peş: Arka Piştof: Tabanca Purtul: Eski elbise parçaları Rospi: Orospu Sakonar: Kiler Saltabaş: Sorumsuz, avare Şarba: Eşarp Şarşaf: Çarşaf Seyta: Iki kişinin karşılıklı kullandığı küçük bıçkı Şişek: Bir yaşındaki koyun Somar: Altı tenekelik tahıl ölçüsü Sumuç: Başparmak ile işaret parmağı arasındaki mesafe Sunduk: Büyük un ambarı, sandık Supara: Elifba, mushaf pare Süser: Büyük kilit Tavara: Karabasan, kabus Teşki: Keşke Tüylenmek: Zenginleşmek Uşak: Erkek çocuk Uyma Gitmek: Kızın kendi rızasıyla oğlana kaçması Vikaye: Koruma, gözetme Virka: Çatal şeklindeki ahır küreği Yalağuz: Yalnız Yangaz: 1. Dürüst olmayan, 2.Haylaz Yansilamak: Alay Etmek Yaylim: Otlak, mera Yenlik: Hafif Yiri: Iri Zibil: Çöp, süprüntü

    3.BAYBURT İLE ORTAK KELİMELER
    Bayburt için belirlenen mahalli Türkçe kelimelerden tespit edilenler Tablo 3´te gösterilmiştir. Bunların sayısı şimdilik 63´tür. Ortak kelimelerin daha fazla olduğuna inanıyorum. Çünkü eskiden halkın bilhassa yaz aylarında Bayburt´tan zahire gibi ihtiyaçlarını karşıladıkları bilinmektedir. Yani ulaşım bir şekilde sağlanıyordu. Bilindiği gibi, Bayburt ahalisi kelimeleri yöreye göre biraz daha boğazın derinliklerinden ses çıkararak telaffuz etmektedir. Tablo 3 Bayburt´ta kullanılan Mahalli Türkçe Kelimler (63 kelime) KELİME ANLAMI A Ahan İşte Ahbun Gübre Alaf Ot, saman Alma Elma Ander Uğursuz, sahipsiz Ayam Hava B Bıcık Küçük Bibi Hala C Ciğit Çekirdek Cücük Civciv Ç Çember Başörtüsü Çimmek Yıkanmak D Dam Ahır Düneyinner Birkaç gün önce E Essah Sahi G Gazel Kuru yaprak Gıdık Oğlak Got Ekin ölçeği Göresmek Özlemek Gudi Küçük çömlek, kutu Guduk Köpek yavrusu Gumbuz Yumruk Ğılevlenmek Bilemek H Harğ Ark Has Güzel Havu O Havura Orası He Evet Hernik Yağmurda yumuşamış ekilmeye hazır toprak Herslenmek Kızmak, öfkelenmek K Kancık Dişi köpek Kartol Patates Kavut Kavrulmamış arpa ve buğday unu Kıtım Lokma, parça Kıtlamak Isırmak Kumul Yığın Kurun Arıkovanı, yalak L Lazut Mısır M Mazı At ve öküz arabası dingili Merek Samanlık, otluk Mertek Ağaç kirişler arasını örmeye yarayan ağaç parçası Minzi Çökelek peynir Mitil Tandır örtüsü, yatak, yorgan Mundar Pis Musmar Geniş tepeli çivi, mismar N Nacak Küçük balta P Pağla Fasulye, bakla Peke Divan, peyke Peşkir Havlu S Sille Tokat Sini Sofra Söve Kapı çerçevesi Suluh Eski evlerde yıkanılan yer, suluk Südlü Sütlaç Sürtük Gözü dışarıda olan kız Ş Şelek İnsan sırtında taşınan yük Şor Çok tuzlu T Tandur Yere gömülen ocak, tandır Terek Raf Tirendez Temiz, tirendaz Tump Tarlaları ayıran tümsek U Uçkur Bel lastiği Uşak Çocuk

    5. KÖPRÜBAŞI İLE ORTAK KELİMELER
    Köprübaşı Çaykaranın batısında kalır ve halkı genellikle Sultan Murat yaylalarında komşu yaylalarda yayla yapar. Bu bakımdan eskiden iki halkın kaynaşması kolaydı. Bu ilçe Sürmene´den yeni ayrıldığı için Sürmene kültürünü de yansıtmaktadır. Köprübaşı´ndaki ortak kelimeler 73 tane olarak belirlenmiş ve Tablo 4´te gösterilmiştir. İki ilçenin listesi incelenirse pek çok kelimenin telaffuzları ile birlikte aynı olduğu görülür. Tablo 4 Köprübaşı (Sürmene) İlçesinde kullanılan mahalli Türkçe Kelimeler (73 Kelime)
    KELİME ANLAMI
    Afkurmak: Havlamak Ahbin: Hayvan Gübresi Analiz: Suda yumuşatma Ander: Lanetli, uğursuz Arkuri: Yana doğru, çapraz Azderha: Ejderha, canavar Badis: Taze fasulye Becit: Acele Beşko: Soba Bola ki: Keşke Buldur: Geçen yıl Celepçi: Kasap, hayvan alıp satan Çiğit: Çekirdek Corma: Bataklık Çenge: Çene Deşirmek: Toplamak Dirgen: Çatal şeklinde kürek Esseh: Gerçek, Farfara: Kelebek Ferik: Tavuk yavrusu Kaban: Tepe Gariplanmak: Özlemek Gayde: Ezgi, nağme Korbagor: Kötü, sevilmeyen kişi, korbakor Korgot: Mısır kırması Kugul: Yığın, tepe Kuguvak: Mantar Haçan: Madem Halaz: Dolu Hartoma: Bir çeşit ahşap kiremit Haşli: Çok sıcak Hayat: Balkon, avlu, hol He: Evet Herek: Fasulye sırığı İfteri: Eğrelti otu Kaful: Ocak, Küçük ağaç grubu Katma: İp, bağ Kavran: Ahşap fıçı Kerenti: Tırpan Kertel: İneklerin yal kabı Koliva: Suda pişmiş mısır Kopça: Düğme Kosva: Bir çeşit kuş Kubli: Asma kilit Kukuvak: Mantar Kumuş: Kestanenin dikenli dış kısmı Kunzi: Kurumuş kendir sapı Kusur: Taneleri ayrılmış mısır koçanı Lalak: Sersem, aptal Lazut: Mısır Malez: Un ve su karışımı bir yemek Merek: Ot koyma yeri Mertek: Çatıda kullanın tahta Mile: Misket Minci: Bir çeşit peynir Mucurum: Sakat Muh: Çivi Muncur: Ağız, dudak Na: Al Oğarmak: Tamir etmek Peşkir: Havlu Pisik: Kedi Reyha: Güzel koku Sebi: Küçük çocuk Sıçan: Fare Sipsi: Kedi, kediye seslenme Soğun: Bari, hiç olmazsa Sürüşmek: Biriyle uğraşmak Vol: Tarladaki kalın toprak kütlesi Yangaz: yaramaz, haylaz Yenlik: Kiloca hafif Zati: Zaten Zirza: Menteşe Zurzula: Bir çeşit ot

    6.AKÇAABAT İLE ORTAK KELİMELERİ
    1970 ‘li yıllarda her yıl Çaykara´yı ziyaret edince Akçaabat´ın Çiçeklidüz Köyüne de hısımlarım dolayısıyla giderdim. Her sene oradaki yaşlı ninelerle yaptığım sohbetlerde iki ilçe kelimeleri arasında ne kadar çok benzerlikler olduğunu fark ederdim. Bunun için bu çalışmaya Akçaabat yöresini de kattım. Akçaabat Kültür Derneği mahalli kelimeler için çok geniş misalli bir lügatçe hazırlamış. Bunu inceledim. Lügatçeye bizim kültürümüzden olmayan bazı kelimelerin de alındığını fark ettim. Burada özellikle bizim kültürümüzle ortak olanları belirledim ve Tablo 5´de 452 kelime gösterdim. Akçaabat´ta ilçemiz ile ne çok ortak kelime kullanıldığını inceleyenler göreceklerdir.

    Aslında Trabzon, Giresun ve Ordu halk ağızları incelenince onlarda da pek çok ortak kelime olduğu görülür. Zaten buranın halkı olan Kumanlar, Kıpçaklar ve Çepniler buralara çok erken gelmişler, fakat uzun zaman bir devlet kuramamış olduklarından bir ortak kültür, dolasıyla bir ortak dil de oluşturamamışlardır.

    Tablo 5 Akçaabat İlçesinde Kullanılan mahalli Türkçe kelimeler (452 Kelime) A Abril: 13 Nisan – 13 Mayıs arasındaki ay Abula: Abla Aca: Acaba Acolmak: Acıkmak Afkurmak: Havlamak Aga: Ağabey, yaşça büyük erkek Ağurluk: Ağırlık, gelin için alınan giysi, eşya, takılar Ağustos Ayı: 14 Ağustos-13 Eylül arasındaki ay Ahan: İşte Ahbun: Hayvan dışkısı Ahretluk: Sofi, derviş, takva sahibi Akacak: Banyo yapmak için kullanılan, beton zemin Alabluz: Bir tür saç tıraşı şekli Aletiruk: Pille çalışan el fener Altiyan: Alt yan, aşağı yan Amel: İshal Analiz: Yumuşama Anca: Şimdi Andaval: Kalın kafalı, aptal Ander kalsın: Olmaz olsun Angırmak: anırmak, merkep bağırması Angmak: Anmak, bahsetmek Ansırmak: Hapşırmak Arguri: Yatay ve düşey arasında bir eğiklik Aşana: Aşhane, evlerde insanların oturduğu kısım Aşlama: Fidan Avara: Avare Ayakyolu: Tuvalet Ayam: Hava, gökyüzü Azdirha: Ejderha B Badul: Kar tanesi Bağdadi: Çıtalarla örülen ve içine taş doldurulan duvar Bakla: Fasulye Bakraç: Bakır kova Balak: Tombulca Barem: Bari anlamında kullanılan edat Başini bağlamak: Evlendirmek Bayişağa: Yukarıdan aşağıya doğru Becid: Acil Belkim: Belki Bennem: Bilmem, bilmem ki Beşko: Küçük soba Beyduva etmek : Beddua etmek Bi daha: Aynısı, tıpkısı benzeri Bi kucam: Bir kucak dolusu Bi´dikna: Nokta kadar az Bile: Birlikte, beraber Bilömacuk: Bir lokmacık C Cahel: Cahil Came: Cami Caymak: Vazgeçmek Cazu: Cadı Ceyran: Elektrik, elektrik akımı Cimciklamak: Çimdik atmak Cin cıfıt: Çoluk çocuk Cingıl: Üzüm yada karayemiş salkımı Cirlamak: Çığlık atmak Cisa: saksağana benzeyen bir kuş Cislaved: İçi astarlı lastik ayakkabı Comaat: Cemaat Cümbiş: Şen şakrak olma Ç Çapula: Ayakkabı Çaşit: Casus, ajan Çatmak: Rastlamak, karşılaşmak Çaynık: Demliğin altındaki büyük çaydanlık Çekişmek: Ağız kavgası yapmak Çepiş: Bir yıllık keçi yavrusu Çepreşuk: Çapraz Çıngıl: Yandan mandalla sıkıştırmalı olan ayakkabı Çingan: Çingene D Dalevera: Ardından iş çevirme, hile Dam: Tütünlerin kurutulduğu ahşap yapı Darcanli: Sabırsız Dardar etmek: Anlamsız, boş konuşma Darluk: Bunalım, sıkıntı Daun: Veba, taun Davara: Uykuda sıkıntı verdiğine inanılan yaratık Dayman: Daima Dekavut: Emekli Delim Deşuk: Delikli olan, yırtılmış, paramparça Dema: Şaşkınlık ve tepki kelimesi ifadesi Demin: Az önce Deşirmek: Toplamak Dibaraci: Sahtekar, dubaracı Dibiç: Kısa boylu, bodur, cüce Dibur: Anüs Didi: Köpekleri kovalamak için kullanılan terim Dimla: Çok az, zerre Dişarlanmak: Hacet gidermek Dişlemek: Isırmak Dişlim: Isırık Divitin: Bir kumaş türü Diynek: Deynek, asa Diken Ağacı: Akasya Doğuşmek: Kavga etmek Dolaylama: Etrafından dolanarak Domat: Domates Dubaracı: Kurnaz, uyanık, hileci Dumlama: Hafif yüksek yer, tepecik Düğdi: Keser, balta gibi el aletlerinin arka tarafı Dütdüruk: Düdük Düvermek: Devirmek, İtmek E Ebi: Diğer, öbür Ecinili: Perili, cin veya cinlenmiş Egereme: Eğer Eğuuu: Gelen olduğunu bildiren seslenme Ehlak: Ahlak Ehtiyar: İhtiyar Ehya: Gübre Ekleşuk: Akraba Elak: Pis, murder Elçinme: Vurmaya teşebbüste bulunma Elen: Elan, henüz, şimdilik Elma: Patates Elmek: ölmek Emice: Amca Enuk: Köpek yavrusu Erzayil: Azrail Ese: Gerçek, ciddi Eserli: Cinli, perili Eşkin: Filiz Etmek: Ekmek Evetlemek: Acele etmek Evlek: Sebze ekmek için açılan küçük ve uzun kanal Evliyin: Öğleyin Evza: Kibrit Eyi: İyi Eylenmek: Oyalanmak F Fer: Işık, güç Ferik: Genç Tavuk Fes: Bir kadın başlığı Fetvaz: Alavera-dalaveracı, fitneci, bozguncu Filit: Haşerelere ilaç vurma aracı Fistuk: Kabuklu kuruyemiş Flambur: Ihlamur Fodik: Delik Forsatmak: Hava atmak, kibirlenmek Fufu: Çocuk dilinde yara Fuşki: Hayvan dışkısı G Gale-Gale: İnekleri çağırmak için kullanılan söz Gavlağan: Çınar ağacı Gaybana: Lanet olası, gözü körolasıca Gaytan: Örgülü ince ip, kaytan Gazel: Kurumuş, yere düşen yaprak Gebeş: Göbekli, şişman, kilolu Gemre: Hayvan pisliği Gıdim Gıdim: Az az, çok az Goliva: Suda pişmiş mısır Gopça: Elbiselerde kullanılan düğme Gosi: Kuluçkaya yatmış tavuk Gön: Deri Göreslemek: Özlemek Görüm: Görümce Gügüm: Bakır veya alüminyum su kabı, güğüm H Habire: Devamlı Haboyle: Bunun gibi Haçan: Ne vakit, mademki Hagaldi: Neredeyse Halbuysam: Halbuki Hane: Nerede Hark: Su yolu, su kanalı Hartoma: Bir tür ahşap çatı örtüsü Has: İyi, güzel Haşindi: Şimdi Haşli: Çok sıcak Hatil: Duvarda tahta parçası Hauna: şuna, şuradakine, şurdakine Haurda: Orada Havan: Tütün kıyma makinesi Haviç: Yağlı, unlu, peynirli bulamaç Hayın: Hain, çok şiddetli Hedik: Silindir şeklinde ahşap kar ayakkabısı Helbet: Elbet Hemayil: İçerisinde muska taşınan zincirli gümüş kap Herek: Fasulye sırığı Herslenmek: Kinlenmek, kızmak Hışır: İyi olmayan Hışıri çıkmak: Aşırı derecede yorulmak Horom: Hasat edilmiş mısır ya da çayır yığını, bağ Hoşlastik: Kara lastik ayakkabı Hoşmeri: Bir tür kuymak Hovini Almak: Tatmin olmak, acısını çıkarmak Hüstüyanar: Aralık ayı İ İfteri: Eğrelti out İhbal: Talih, ikbal İkicanli: Gebe İkindiğin: İkindi vakti İlişma: Dokunma, üzerine gelme İliştirmek: Eklemek İnsız: Issız İpratmak: Yıpratmak İsi Gitmek: üstü gitmek, baygınlık geçirmek İskemle: Sandalye, oturak İspandam: Bir tür çınar ağacı İstiyan: Üst yanı, yukarı yer İşkillenmek: Şüphelenmek, kaygılanmak İşluk: İçten giyilen ince elbise, atlet, çamaşır. İşmar: Göz kırparak verilen işaret İzbandot: İri kıyımlı, kimse K Kabara: Ayakkabı altına çakılan yuvarlak tepeli çivi Kabsalak: Salak, aptal Kabut: Kaban türü kalın giysi Kaful: Bitki veya çalı kümesi Kagoş: Gerizekalı, aptal Kalafat: Ahşap kayık tamiratı Kalandar: Ocak ayı. Kalbur: Büyük elek Kaluk: Evlenmemiş, evde kalmış kız Kaluk: Yaşı ilerlemiş ve evlenememiş kişi Kama: Bir savunma aleti olarak bıçak, hançer Kamaşmak: Işık karşısında gözün rahatsız olması Kancali Yuğne: Kilitli iğne Kandurukçi: Yalancı Kaneviça: İnce dokuma, kanevice Karamiş: Karayemiş, taflan Karğa: Karga Kartopi: Patates Katana: Büyük cüsseli, iri Kavara: Yellenmek, gaz çıkarmak Kavlağan: Çınar Kavlak: İşe yaramaz kişi, ahmak Kavran: Tahtadan yapılan arı barınağı, kovan Kaybana: Ani çıkan sıkıntılı duruma tepki Kayiş: Kemer Kaynana: Kayınvalide Kaynata: Kayınpeder Kazkaldıran: Terayağıyla yapılan peynir eritmesi Kelebur: Bedava, kelepir Kelek: Küçükbaş hayvanların boynuna asılan zil Kelif: Küçük kulube Kemane Vurmak: Değer vermemek, önemsememek Kenef: Tuvalet, WC Kepengi: Evden ahıra inmek için kullanılan merdiven kapağı Kerenti: Tırpan Kerman: Koyun yününü tel haline getiren alet Kertmek: Ağacı balta ile istenilen düzeyde yaralamak Kıh: 1. Pis, 2. Büyük abdest Kılav: Bileği taşı Kıran: Tepe Kırkmak: Koyun ve keçi yünlerini kesmek Kırnat: Yastık Kıtmil: Az miktarda, kıt miktarda, çok küçük bir parka Kıylamak: Kaçmak Kıylı: Kıyılı veya enarlı anlamında tepsi Kilizma: Kazma Kimiş: Gümüş Kopel: Yaramaz çocuk Koçuk: Kaban, yağmurluk Kodes: Mahpushane, hapishane, zindan Kolci: Eski bir tür güvenlik görevlisi Kolot: Tekerlek biçiminde ekmek veya peynir Kom: Kulübe, gibi küçük yapı Kopça: Düğme. Kopmak: Yürümek, koşmak Kostel: Mısır veya tütünün kurutulan gövdesi Kot kafalı: Büyük kafalı, kalın kafalı Kot: Tahıl ölçeği ve onun kovası Köz: Ateşte kor halde bulunan kömür parçası Kumbur: Kambur Kumbuz: Yumruk Kumul: Çayır, mısır vb. tarım ürünleri yığını Kurut: Kurtulan peynir veya yoğurt Kuz: Kuzeye dönük Kücük ay: Şubat Külek: Büyük kova Külfet: Masraf veya aile yükü Külur: Bir tür bezelye L Lalak: Çevresinde olup bitenlere duyarsız Lambır Lumbur: Hesapsız-kitapsız, ölçüsüz, hareket Latir: Bezelye Lazut: Mısır Lemsa: Bol süt veren inek cinsi Lenger: Büyük kap Lili: Küçük erkek çocukların cinsel organı Lobut: Hantal, kaba kişi Loma: Lokma Longoz: 1. Derin ve karanlık göl veya kuyu Luluk: Ahmak, bön Lumbur Lumbur: Dolu dolu, tıka-basa, yoğun Lumbur: Bir aydınlatma aracı Lüküs: Bir tür aydınlatma aracı Lüluk: Oluk, çaydanlığın, çeşmenin ağız kısmı M Mabeyin: Yan oda Magaryoz: Makarios (genellikle hakaret için söylenir) Mağna: Büyük yük kayığı Mahana: Bahane Malak: Hımbıl, ağır haraket eden Malez: Unlu yemek Maskara: Rezil Mavizer: Tüfek Megereme: Meğer Merak: Dert, hasret, ilgi Meram: İstek Merek: Derme çatma depo veya ambar Mertek: Ev yapımında kullanılan ahşap kalas Meşrebe: Maşraba Midil: Örtü, yorgan Mile: Misket, yuvarlak bilye Mintan: Gömlek Minzi: Lor peynir ya da çökelek Moma: Ekmek Mora: Böğürtlen Muçurum: Yatalak, sakat Muh: Mıh, kalınca, etli çivi Muhanat: Korkak N Naasi: Nasıl oldu nidası Nahır: Sığır sürüsü Nahtar: Anahtar Nakıs: Cimri Namna: Bebek dilinde mama, bebek yemeği Nekrif: Pis, mundar, iğrenç Nene: Anne Neyana: Hangi tarafa Nezetli: Lezzetli Nezuk: Çıtkırıldım, nanemolla Nobran: Somurtkan, huysuz O Oğa: Ona Oğli: Küçük erkek çocuğu Orak Ayı: Temmuz Orak inciri: Temmuz ayında olgunlaşan incir Orak: Kesici alet Ovarmak: Düzeltmek, onarmak Ö Örsül: Kızgın sacı kaldırmak için kullanılan metal tutacak P Palak: Şişmanca, dolgun ve semirmiş Pambuk: Pamuk Parambet: Kayığın üst yanları, parabet Pasa: Devamlı Pasal: Yere çakılan kazık Pekluk: Kabızlık Pelit: Meşe ağacı Peşkir: Havlu Peştamal: Kadınların bellerine sardıkları bir önlük Peytemal: Beytül mal, sahipsiz olan, hazine malı Pisküvit: Bisküvi Piştof: Tabanca Pontol: Pantolon Potin: Giyilen bot Potur: Üst kısmı şalvarvari olan bir çeşit pantolon Pumpuruk: İhtiyarlamış, iyice kırışmış Purtul: Yırtık, yırtılmış, eski kumaş R Recber: Rençber, tarla işleriyle uğraşan Reyhalamak: Kokmak S Sacayak: Üç ayağı olan ocak aleti Sahabetlik etmek: Birine sahip çıkmak Salana: Salağana, Boş, avare Sarender: Tahıl ürürnleri konan yer, ambar Sayat: Fındık toplandıktan sonra fındık bakılması Sayil: İsteyici, dilenci. Sayvan: 4 direk üzerine kurulu tahta küçük oda Sebi: Yeni doğmuş bebek, 1 yaşını doldurmamış bebek Sehil: Sıcak Semiz: Besili Sıksara: Hızlı oynanan bir horon türü, sıksaray Sırgan: Isırgan Sıska: Soğanın en küçüğü ve tohumluk olarak ayrılanı Sifte: Siftah, ilk olan. Silik: Islık Simsiği düşmek: Morali bozulmak Sin: Eğil Sini: Sofra Sinor: Sınır Sira: Zaman Siya: Kayıkta kürekle geri itme Soğun bakla: Geç ekilen ve güzün yetişen fasulye Soğun: Hiç değilse Sora: Sonra Sökütmek: Çıkarmak Sumuç: Baş ve işaret parmakları arasındaki mesafe Sutlaş: Şütlaç Suvarmak: Sulamak, su vermek Sürgü: Fermuar Ş Şaşgalag: Şaşkın, dikkatsiz, sakar. Şişek: Bir yaşındaki koyun T Taflan: Karayemiş Talaş: Döğüş, kavga Taraba: İnce tahta Taş Tekne: Lavobo Taşanaluk: Taşhanelik, tarla kenarlarına yığılan taşlar Tay: Yük balyası Terek: Raf, apka çıktısı. Tevekel: Saf, salak Tevekkel: Cahil, düşüncesiz Tıfıl: Ufak tefek, küçük çocuk Tikan: Dükkan Tiril: Siyah beyaz çizgili ucuz ve adi kumaş Tirma: Undan yapılan yemek çeşit Tiza: Kene Tohli: Bir yaşına kadar erkek koyunun adı Tokya: Takunya, terlik Tophane: yuvarlak pide Torasan: Kış inciri Torun: Yeğen Tumbi: Hafif tepecik, tümsek Tumbul: Tombul, şişman U Ula: Erkekler için kullanılan bir hitap şekli Uruba: Elbise Urum: Rum Urus: Rus Usul: Yavaşça Uşak: 1. Çocuk, 2. Delikanlı Uşkur: Bele bağlanan ip, uçkur, kuşak Uveç: İki yaşını doldurmuş erkek koyun Uzmek: Yüzmek Ü Üsküd: Üzgün, hüzünlü, garip, mahzun V Vabis: Çok büyük Vagon: Tütün için kullanılan kaydıraklı düzenek Varangel: İlkel teleferik Verepleme: Diagonal veya köşegen olarak, verevleme Vira: Hayde Vol: Bellemede koparılan toprak parçası Y Ya ba: Ya bak Yağniş: Yanlış Yal: Bitkilerden hazırlanan hayvan yiyeceği Yalağuz: Yalnız Yalak: Su biriktirilen yer Yalambuk: Yalancı Yamsuk: Yamuk Yangabaz: Hileci, kurnaz, üç kağıtçı Yaralma: Yer elması, patates Yaşmak: İnce, renkli, desenli, hafif baş örtüsü Yaylim: Hayvan otlağı, yaylım Yazma: Başörtüsü Yeke: Kayıkta dümen kolu Yelve: Bıldırcın sürülerine rehberlik yapan kuş Yemeni: Üstü deri ökçesiz bir ayakkabı Yenlik: Hafif Yerlanbir: Yerle bir Yırmak: Irmak, dere, küçük Yisyiri: İpiri, kaskalın, oldukça iri Yonga: Kerestenin yontulan kabuğu Yufka: Sığ, derin olmayan Yuğne: İğne Yurğan: Yorgan Yüklü: Hamile Z Zaguda: Evde yapılan çizikli yeşil zeytin Zağar: Kaslı köpek, çoban köpeği Zali: Yiğit Zebellak: İri cüsseli kimse Zebil: Sayıca çok, çok fazla Zencir: Zincir Zırlamak: Boş, anlamsız konuşmak Zırtıl: Deli Zıvana: Kapı kilidinin dilinin girdiği yer Zibazib: Ağzına kadar dolu Zibil küreği: Faraş Zibil: Artıklar, toz, toprak taneciği Zigar: Sigara Zipga: Bir pantolan türu Zirzop: işe yaramaz adam yada çocuk Zot: İnatçı Zumur: Mısır ekmeğiden yapılan yemek Zumzuk: Çimdik

    7. SONUÇ Çaykara geçmişte uzun yıllar dışa kapalı bir yöre olarak kaldığından kendi içinde bir kültür bütünlüğü sağlamış ve kendi Türkçe kelimelerini kullanmaya devam etmiştir. Bu çalışmada Çaykara´da mahalli Türkçe kelimelerin belirlenmesine çalışılmıştır. Çaykara yöresinde 532 kelime belirlenmiştir.

    Komşu ilçeler olan İkizdere´de 125, Bayburt´ta 63, Köprübaşı´nda 73 konuşulan ortak kelime de ortaya konmuştur. Son olarak Akçaabat´ta 452 ortak kelime belirlenmiştir. Burada incelenen diğer 4 ilçede kullanılan ortak kelimelerle birlikte Çaykara Türkçesindeki bu sayı en az 1000´e ulaşmaktadır.

    Bütün bu çalışmalar geçmişte bölgede ortak bir kültür dili oluştuğunu, fakat yazılı hale gelmediği için telaffuz farkları bulunduğunu göstermektedir. Atalarımızdan bize yadigâr kalan bu kelimeler yazılı hale getirilmezse zamanla unutulup kaybolacaktır.

    Bütün Doğu Karadeniz´de ortak kullanılan Türkçe kelimeler dikkate alındığında buradaki insanların aynı bölgelerden buralara gelip yerleştikleri kanaati pekişir.

    Bu konuda yörede yani sahada daha fazla çalışmalar yapılması gerekir. Özellikle yöreden dışarı çıkmayan, hiç okula gitmeyen ve 70 yaş üzerindeki hanımların konuşmaları kayıt altına alınıp çözümlenmelidir.

    KAYNAKLAR Ağıralioğlu, Necati, Çaykara Türkçesi ve Türkçe Lehçeleri, Çaykara Gündem Gazetesi, 19.2.2018.

    Akça Sözlük, Akçaabat Kültür Merkezi, www.akcaabatsanat.com/akca-sozluk/, This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it..
    Ayverdi, İlhan, Misali Türkçe Sözlük, Tek Cilt, 3. Baskı, Kubbealtı Neşriyatı, 1412 sayfa,2015.
    Coşkun, Osman, Her Yönüyle İkizdere, sozriko.blogspot.com/2017/10/her-yonuyle-ikizdere.html, Oct. 12, 2017.
    Demir, Ömer, Anzer: Bulutlara Komşu Şifalı Bal Diyarı, Rize Belediyesi Kültür Yayınları, 2016. Demircioğlu, Sezgin ve Bilgin, Süleyman, Of Nüfus Defteri (Of – Çaykara- Hayrat- Dernekpazarı, 1834), Şenyıldız Matbaası, 2011.
    Hionides, Harry T., Greek Dictionary, William Collins Sons and Co. Ltd., 1987.
    Mutluoğlu, Ahmet, Kimliğimizin Mührü Yaylalarımız,
    Niyazoğlu, A. Cemal
    Veysel PAMUK  www.egriderekoyu.net/koese-yazarlari/... /167-sive-halk-agz.html, - Şive (Halk ağzı)Mart 21, 2013.
    Umur, Hasan, Of tarihi: Vesikalar ve Fermanlar. Güven Basımevi, 1951.
    www.egriderekoyu.net

Login


 

Ziyaretçi Defteri

pasamehmet
Herkeze Selam, acaba bu ""Sülaleye dayali Soy Ağacimiz."" ne zaman faaliy...

Ilkokul Mezunlarimiz

Eğridereköyü İlkokulu ilk olarak 1948 - 2008 Eğitim Yili

Calisma Asamasinda

Eğridere Köyü Facebook

Sosyal Medyada da, beraber kalalim.
Takip et Tiklayiniz

Go to top